TurkMedikal.net { ana sayfa }
TurkMedikal. N E T | ANA SAYFA Üyelik Online Alış-Veriş | Dükkan Kitaplar Hastalıklar Hakkında Bilgi | Hastalıklar İlk Yardım Medikal Rehber | Medikal Linkler Reklam
  20 Nisan 2024, Cumartesi Bu Sayfayı Arkadaşınıza Göndermek İstermisiniz ?
:: Sağlık Ansiklopedi >> Ter

Aort yetersizliği

İnfektif endokardit, sifiliz, kistik media nekrozu nedenli aort dilatasyonu veya diseksiyonu
Alternatif tıp

Bilimsel tıbba karşı seçenek (alternatif) olarak öne sürülen tıp kuramlan ve uygulamaları.
Alyuvar yıkımı (hemokaterez)

Alyuvarlann fizyolojik yıkım süreci; ortalama yaşamları yaklaşık 120 gündür ve yaşam çevrimlerinin sonuna ulaşan daha az dirençli alyuvarlar kendiliklerinden parçalanırlar.
Aralıklı topallama (claudicatio intermittens)

Yürümeyi engelleyen geçici bir topallamanın ortaya çıkmasıyla beliren bir yürüme bozukluğunu belirten terim.
Amipli Dizanteri

Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal, ateş, karın krampları, kilo kaybı, ve halsizlik görülür.
Aromaterapi

Bedensel rahatlama sağlamak için vücut bakımında temel yağların kullanılması.
Arter

Kanı, kalpten diğer dokulara taşıyan kan damarı, atardamar.
Arterio skleroz

Damar duvarında bağdoku artışına yada kalsiyum birikmesine bağlı olarak bir atardamarın sertleşmesini tanımlar
Arteriol

Büyük atardamarları kılcal damarlara bağlayan küçük atardamar.
Arterioskleroz

Atardamar duvarlarının sertleştiği ve kalınlaştığı durum; bazen kan dolaşımının bozulmasına neden olur.
Arterit

Arterlerin (atardamarların) inflamasyonu (iltihaplanması), örneğin, poliarteritis nodosa. Ayrıca bkz. Vaskülit.
Arteriyel hipertansiyon (yüksek tansiyon)

Atardamarlardakİ kan basıncının sürekli biçimde ortalama değerlerin üstünde seyretmesi.
Arteriyel hipotansiyon (düşük tansiyon)

Damar sisteminde bulunan kan basıncının azalması. Birçok hastalıktan kaynaklanabilir.
Arteriyografi

Atardamara X ışınlarını geçirmeyen bir madde (kontrast madde) verilerek, bu damarın ve dallanma biçimsel özelliklerinin incelendiği radyolojik teknik.
Arteriyoplasti

Travmatik bir lezyon (yara), bir aterom plağının çıkarılması ya da bir trombozun(*) neden olduğu tıkanma ya da doğumsal biçim bozukluğu nedeniyle bir atardamarın yok olan devamlılığının mikrocerrahi tekniğiyle yeniden sağlanması.
Arteriyoskleroz (damar sertliği)

Damar duvarında skleroza, yani bağdoku artışına ya da kalsiyum tuzlarının birikmesine bağlı olarak bir atardamarın sertleşmesini tanımlayan genel terim.
Arteriyovenöz anevrizma

Bir atardamarla toplardamar arasındaki patolojik bağlantı; bir travmadan sonra ortaya çıkabilir ya da nadiren doğumsal olabilir.
After sun moısturızer

Güneş sonrası nemlendirici.
Andlenfositer serum

Lenfositleri özgül olarak yok etmek amacıyla hazırlanmış antiserum.
Androsteron

Androjenler grubundan bir hormon (bak. androjen hormonlar).
Asterion

Artkafa kemiği, yankafa kemiği ve şakak kemiğin mas-toit bölümünün kavuşma noktası.
Antıbakterıal

Özellikle yüzde kusurlar oluşturan bakteriler olmak üzere, her tür bakterinin oluşmasını engelleyen maddeler.
Aterom

Atardamar duvarının İç yüzeyini döşeyen endotelin altında lipit birikmesiyle oluşan patolojik değişiklik.
Aktinoterapi

Uygun lambaların ürettiği morötesi ışınları kullanan fizik tedavi tipi.
Ateroskleroz

Atardamarların iç yüzünü örten tabakada yağ plaklarının birikmesi. Damar sertliğine yolaçar ve damarı daraltır.
Aldosteron

Vücudun sodyum, klor ve potasyum elementlerini kullanmasını etkileyen, böbreküstü bezinden salgılanan bir hormon.
Ayak terlemesi

Ayakların normalden fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı derecede çalışmasından kaynaklanır. Diğer taraftan, kalın çorap giymek, ateşli bir hastalık veya normal vücut sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir.
Bac (bakteriyel yapay kromozom)

DNA parçacıklarını kopyalamakta kullanılan ve bir cins bakteride bulunan bir madde.
Bakteri

Tek hücreli mikroorganizmalardır. Bunlar, mantarlardan küçük, fakat virüslerden büyüktürler. Bazıları hastalık yapıcı, bazıları zararsızdır; bazı bakteriler ise, faydalıdırlar: Örneğin, toprağın nitrojen yapıcı bakterileri. Bakteriler, şekillerine göre sınıflandırılabilirler: Coccus'lar yuvarlak, bacillus'lar çubuksu, vibrio'lar virgül şeklinde, spirillum'lar dalgalıdır.
Bakteri florası

Deride ya da ağız, bağırsak ve dölyolu gibi doğal vücut boşluklarında sürekli bulunan mikroorganizmaların tümü.
Bakteriemi

Bakterilerin veya bakteri toksinlerinin kana geçmesiyle oluşan ateş, titreme ile seyreden klinik tablonun adıdır. Eş anlamlı olarak septisemi de kullanılır.
Bakterilin

İdrarda bakteri bulunması.
Bakterisit

Bakterileri öldürme özelliği olan herhangi bir fiziksel, kimyasal ya da biyolojik etken.
Bakteriyemi

Dolaşan kanda bakteri bulunması.
Bakteriyofaj

Bakterileri enfekte ederek ölümlerine neden olabilen virüslere verilen genel ad.
Bakteriyofaj (faj)

Bakteri hücresinin asalak virüsü.
Bakteriyoliz

Bakteri hücresinin parçalanması.
Bakteriyoloji

Bakterilerin özelliklerini ve etkilerini inceleyen mikrobiyoloji dalı.
Bakteriyolojik tanı

Bakteri kökenli hastalıkların tanısını kesinleştirmek için uygulanan laboratuvar tanısı.
Bakteriyoskopik inceleme

Çeşitli organ (siyek, dölyolu, burun, kulak) salgılarından ya da balgamdan alınan bir örneğin lam üzerine sürülüp uygun boyalarla boyanarak (metilen mavisi, Gram tekniği) mikroskopta incelenmesi.
Bakteriyostatik

Bakterileri öldürmeden onların üremesini durduran herhangi bir fiziksel, kimyasal ya da biyolojik etken.
Bilateral

Her iki tarafa ait olan, iki taraflı.
Balgamda mycobacterium ttıberculosis aranması

Lama yapılan balgam yaymasının uygun olarak boyan-masıyla akciğerde sürmekte olan verem hastalığı bulunup bulunmadığım kesin olarak ortaya koymayı sağlar.
Balneoterapi

Suyun mekanik ya da tedavi edici etkisinin kullanıldığı bir tedavi tekniği.
Basilli Dizanteri

Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra belirtileri ortaya çıkar. Hastalığın salgın halini almasında kara sinekler başrolü oynar. Hastada; kanlı ve balgam kıvamında ishal, karın ağrısı, halsizlik ve ateş görülür. Yapılacak ilk iş; hastayı, sağlamlardan ayırmaktır.
Biyoterapi

Bir hastalığı iyileştirmek amacıyla yoğurt, kefir, maya gibi canlı mikroorganizma kültürlerinden ya da süt, mide özsuyu ve safra gibi fizyolojik ürünlerden yararlanılan tedavi yöntemi.
Cinsel tercih

Cinsel tercih, cinselliğinizi yaşarken hangi objeye yöneldiğinizle ilgilidir. Kimi kendi cinsini tercih eder, kimi karşı cinsi tercih eder, kimi sadece kendini tercih eder. Kimi cansız objelere yönelir, kimi hayvanlara yönelir daha ötesi zarar vermeye ve dolayısıyla cinsel sapmalara kadar gider.
Çocuklar Dagastroenterit

Sindirim yolunun enfeksiyonu veya irritasyonudur. Bazı durumlarda bulaşıcıdır. Mide, incebarsaklar ve kalınbarsaklar etkilenir. Her yaşta çocuğu etkileyebilir.

Belirtiler

Kusma, bulantı ve ishal tipik belirtilerdir. Ayrıca karın ağrısı, ateş, iştahsızlık ve halsizlik görülebilir. Ufak bebekler sıklıkla huzursuzdurlar.

Tanı

Çocukta kusma ve ishal başladığında mutlaka hekiminize haber verin. Belirtiler hakkında kendi gözlemleriniz önemlidir. Doktorunuzun alacağı tıbbi öykü ve fizik muayeneye ek olarak labaratuvarda yapılacak kan ve dışkı testleri gerekli olabilir.

Tedavi

Şikayetleri hafif olan çocuklar, evde bol bol istirahat ve belirtiler ortadan kaybolana kadar sıvı içirilerek tedavi edilebilirler.
Biberonla veya anne sütü ile beslenen bebeklerde doktorunuz ile bebeğin diyetini konuşun.
Daha büyük çocuklarda su, meyva suları, ayran bitkisel çaylar verin.

Doktorunuz size eczanelerden temin edebileceğiniz toz halinde hazırlanmış tuz ve şeker karışımını önerebilir. Bu karışım tarife göre sulandırılarak kullanılabilir. ?İshal sayısı azaldığında şu gıdalardan herhangi biri verilebilir; elma püresi, muz, ekmek, havuç püresi, haşlanmış patates, yağsız et, pirinç, makarna, şeftali. ?Katı gıda verilmesini izleyen iki saat içinde ishal tekrarlanmıyorsa yirmi dört saat daha bu gıdalara devam edin. Daha sonra normal diyete kademeli bir şekilde geçin

Öneriler

Günde bir veya iki kez makattan ateşi ölçün. Çocukta sıvı kaybı belirtilerini gözleyin. Çocuğunuzun bakımından sonra veya yiyecek hazırlanmadan once ellerinizi yıkayın. İyileşene kadar çocuğunuzun aktivitelerini kısıtlayın. Kusmanın durmasını izleyen yirmidört saatten sonra çocuk normal aktivitesini genellikle yeniden kazanacaktır.

Çocuklar Dagastroenterit

Sindirim yolunun enfeksiyonu veya irritasyonudur. Bazı durumlarda bulaşıcıdır. Mide, incebarsaklar ve kalınbarsaklar etkilenir. Her yaşta çocuğu etkileyebilir.

Belirtiler

Kusma, bulantı ve ishal tipik belirtilerdir. Ayrıca karın ağrısı, ateş, iştahsızlık ve halsizlik görülebilir. Ufak bebekler sıklıkla huzursuzdurlar.

Tanı

Çocukta kusma ve ishal başladığında mutlaka hekiminize haber verin. Belirtiler hakkında kendi gözlemleriniz önemlidir. Doktorunuzun alacağı tıbbi öykü ve fizik muayeneye ek olarak labaratuvarda yapılacak kan ve dışkı testleri gerekli olabilir.

Tedavi

Şikayetleri hafif olan çocuklar, evde bol bol istirahat ve belirtiler ortadan kaybolana kadar sıvı içirilerek tedavi edilebilirler.
Biberonla veya anne sütü ile beslenen bebeklerde doktorunuz ile bebeğin diyetini konuşun.
Daha büyük çocuklarda su, meyva suları, ayran bitkisel çaylar verin.

Doktorunuz size eczanelerden temin edebileceğiniz toz halinde hazırlanmış tuz ve şeker karışımını önerebilir. Bu karışım tarife göre sulandırılarak kullanılabilir. ?İshal sayısı azaldığında şu gıdalardan herhangi biri verilebilir; elma püresi, muz, ekmek, havuç püresi, haşlanmış patates, yağsız et, pirinç, makarna, şeftali. ?Katı gıda verilmesini izleyen iki saat içinde ishal tekrarlanmıyorsa yirmi dört saat daha bu gıdalara devam edin. Daha sonra normal diyete kademeli bir şekilde geçin

Öneriler

Günde bir veya iki kez makattan ateşi ölçün. Çocukta sıvı kaybı belirtilerini gözleyin. Çocuğunuzun bakımından sonra veya yiyecek hazırlanmadan once ellerinizi yıkayın. İyileşene kadar çocuğunuzun aktivitelerini kısıtlayın. Kusmanın durmasını izleyen yirmidört saatten sonra çocuk normal aktivitesini genellikle yeniden kazanacaktır.

Çolyak arter (karın anaatardaman)

Aorttan birinci bel omuru hizasında ayrılan ve hemen sonra karaciğer atardamarı, dalak atardamarı, sol mide atardamarı olmak üzere üç ayn dala ayrılan atardamar gövdesi.
Dev hücreli arterit

temporal arterit.
Dezoksikortikosteron

Böbreküstü bezi kabuğunun glomerül katmanınca üretilen mineralokortikoit hormon.
Diyatermi

Vücut dokularında yerel ısı yaratmak için tedavi ama-; ayla kısa süreli yüksek frekanslı elektrik akımı uygulanması.
Diyatermokoagülasyon (elektrokoagülasyon)

Tıpta ve cerrahide belirli bir noktaya yüksek frekanslı elektrik akımı vererek bu akımın ist etkisiyle hızlı bir hücre pıhtılaşması ve hücre yıkımı oluşturulması biçiminde uygulanan girişim.
Dizanteri

Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır. Hastada, ishal görülür. Dışkısı kanlı ve sümüklüdür. İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de vardır Su veya besinlerle bulaşır. İki çeşit dizanteri vardır.

- Amipli Dizanteri Vücuda mikrop girmesinden 10-21 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Hastada kanlı ishal, ateş, karın krampları, kilo kaybı, ve halsizlik görülür.

- Basilli Dizanteri Mikrobun vücuda girmesinden 2-7 gün sonra belirtileri ortaya çıkar. Hastalığın salgın halini almasında kara sinekler başrolü oynar. Hastada; kanlı ve balgam kıvamında ishal, karın ağrısı, halsizlik ve ateş görülür.

Yapılacak ilk iş; hastayı, sağlamlardan ayırmaktır.

Dizanteri

Bulaşıcı ve salgın bir hastalıktır. Hastada, ishal görülür. Dışkısı kanlı ve sümüklüdür. İştahsızlık karın ağrısı ve ateş de vardır Su veya besinlerle bulaşır. İki çeşit dizanteri vardır.
Deferansiyel arter (ersuyu kanalı atardamarı)

Aortun bel kası (psoas kası) kenarından aşağıya inip kasık kanalına girmesi sırasında oluşan iç spermatik atardamannın bir dalı.
Dehidroepiandrosteron

Androjen hormonların karaciğerde geçirdiği dönüşümle ortaya hormon.
Deiters çekirdeği

Dördüncü karıncığın yan köşesinde yerleşmiş olan sinir hücrelerinin oluşturduğu, işitme sinirinin bir parçası olan vestibüler sinir liflerinin bir bölümünün sonlandığı ve omuriliğin hareket sinirlerine giden bazı sinir liflerinin çıktığı çekirdek.
Dura mater (sertzar)

Sıkı bir bağdokudan oluşan, merkez sinir sistemindeki yapılan (beyin ve omurilik) örten zar.
Duramater

Omurilik ve beyni örten dış zar.
Elektroterapi

Elektrik akımının kullanıldığı fiziksel tedavi yöntemi; belirli özellikteki elektrik akımının vücuta uygulanmasıyla gerçekleştirilir.
Endarterit

Atardamar duvarındaki iltihabı süreçleri ya da lezyo-nun damar iç gömleğinde (tonaca intima) bulunduğu arteritleri (atardamar iltihabı) belirtmek için kullanılan terim.
Endoarteriyektomi

Damar duvarındaki lezyonlar nedeniyle iç boşluğu daralmış atardamarların devamlılığım sağlamak amacıyla uygulanan cerrahi girişim,
Ergoterapi

Hastalıkların iş aracılığıyla tedavisi.
Eksteroseptör (dış alıcı)

Dış ortamdan gelen uyaranlara duyarlı alıcılar.
Esteraz

Bİr asit ile bir alkolün birleşmesiyle oluşan esterlerin hidroliz yoluyla parçalanmasını sağlayan enzim.
Enterit

İncebağırsaklan etkileyen iltihabi süreç.
Entero virüs

RNA içeren küçük boyutu (17-48 mu.) virüs grubu.
Enteroanastomoz

Bir bağırsak bölümünü sindirim kanalının bir başka bölümü ya da salgıbezleri ile birleştiren cerrahi girişimlerin genel adı.
Enterogastron

Mide salgısını ve hareketlerini ketleyen ve incebağırsak mukozasında üretilen hormonların ortak adı.
Enteroglükagon

ince ve kalın bağırsak mukozasında bulunan iç salgı hücrelerinin ürettiği bir grup polipetit hormon.
Enterohepatik dolaşım

Bağırsaktaki bakterilerin safradaki pigmentler üzerindeki etkisiyle oluşan biIİnojenlerin kısmen bağırsak mu-kozasınca yeniden emildiği ve toplardamar dolaşımı ile karaciğere ulaştığı fizyolojik mekanizma.
Enterokolit

İnce ve kaim bağırsağı aynı zamanda etkileyen akut ya da kronik bir iltihabı sürece bağlı hastalık.
Enteropatik artrit

İnflamatuvar barsak hastalığı ve romatizmal hastalığın bir arada bulunması, örneğin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı. Deformite ve kıkırdak yıkımı bu artrit tipinin özelliği değildir.
Enteropatik artropati

İnflamatuvar barsak hastalığı ve romatizmal hastalığın bir arada bulunması, örneğin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı. Deformite ve kıkırdak yıkımı bu artrit tipinin özelliği değildir.
Enteroptoz

Kann iç organlarının aşağıya doğru inmesi.
Enteroraji

Kanh dışkı çıkarılması ile kendim gösteren sindirim sistemi kanaması.
Enterosel

İçinde yalnızca bağırsak kıvrımları bulunan bazı fıtık tipleri.
Enterostomi

Bazı hastalıklarda sindirim sisteminde yapay bir çıkış yeri açmak amacıyla bağırsakla karın duvarının ağızlaş-tınlması.
Enterotoksin

Bazı Staphylococcus aureus soylarının çıkardığı toksin.
Enterovaksin

Isıyla öldürülmüş tifo ve paratîfo basillerinden oluşmuş, kuru inek safrası ile karıştırılmış ve ağızdan verilmek üzere tablet haline getirilmiş antitifo-paratifo A ve B aşısı.
Elektrokoter

Elektrik akımıyla kor haline getirilmiş bir iletken aracılığıyla dokuların yakılmasında kullanılan cerrahi alet.
Elektrokoterizasyon

Elektriğin organik dokularda tedavi amacıyla uygulanması.
Fannakoterapi

ilaçlarla yapılan tedavi, İlaç dışında fizik, diyet, cerrahi ve psikolojik tedavi yöntemleri vardır.
Fosfodiester bağı

DNA'daki fosfat ile şeker arasındaki bağ.
Fazla Terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.

Fazla terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.
Fototerapi

Bebeklerin kandaki bilirubin seviyesini düşürmek ve sarılıklarını azaltmak için mavi ışıkla tedavisi yöntemidir. Fototerapi ile kandaki bilirubin maddesi kimyasal olarak başka bir şekle dönüştürülür. Böylece karaciğer bu durumla başedebilir hale gelir. Bebeklerin teninde parlayan ışık, bebeğin sistemindeki bilirubin miktarını efektif olarak azaltır. Bebeğin karaciğeri olgunlaştıkça vücuttan bilirubini uzaklaştırması daha kolay olur ve ışık tedavisine artık gerek kalmaz.
Fitoterapi

Bitkilerden elde edilen tedavi edici özellikteki maddelerin kullanılmasıyla yapılan tedavi.
Fizyokineziterapi (kineziterapi)

Temel olarak tedavi amaçlı özel hareketlerin uygulanmasını kapsayan fizik tedavilerin bütünü.
Flater

Miyokartın çok sık kasılması ile beliren kalp ritim bozukluğu.
Flatter

Atriyumlardaki ektopik bir odaktan 220-350 dk hızında düzenli uyaran çıkmasıdır. Bu uyaranların hepsi vent geçmez EKG de testere dişi gibi P dalgasıdır.
Galvanokoter

Yalıtkan saplı, ucu sivri, küre ya da yuvarlak biçimli metalik bir iletkenden yapılmış ve kor haline gelinceye kadar elektrik akımıyla ısıtılan cerrahi alet.
Galvanoterapi

Elektrikle uygulanan bir tedavi biçimi. Galvanoterapi-de sürekli doğru akım kullanılır.
Gasfroenterostomi

Mide bağırsak geçişini sağlamak amacıyla çoğunlukla İncebağırsaklann jejunum bölümünün mide ile ağızlaş-tınlması.
Gastroenterelog

Mide, barsak hastalıkları mütehassısı.
Gastroenterit

İshalle seyreden mide barsak iltihabı.
Gastroenteroloji

Mide, barsak hastalıkları bilgisi.
Granülomatöz arterit

Temporal arterit.
Halisterez

Kemiklerdeki kalsiyum içeriğinin azalması.
Hemoterapi

insan kanı kullanılarak uygulanan tedavi biçimi.
Hipertermi

Vücut sıcaklığının normal değerlerin üzerine çıkması.
Hepatoterapî

Çiğ (ya da az pişmiş) hayvan karaciğeri ya da karaciğer özütleriyle uygulanan tedavi biçimi.
Hipofîz (pitııiter bez)

Sfenoİt (kamamsı) kemiğin tabanında yer alan Türk eyeri adlı (sella turcica) çukura yerleşmiş ve beyne ince bir sapla bağlantı yapan iç salgıbezi.
Heterofori

Gözün hareket kaslarındaki işlevsel denge bozukluğu nedeniyle gözün kayma eğilimi göstermesi.
Heterojen

Değişik karakterlere yada yapılara sahip olan.
Heterokromozom

Farklı iki kromozomun oluşturduğu kromozom çifti, în-sandaki cinsiyet kromozomları bu yapıdadır.
Heteroplazi

Embriyonun gerişimi sırasında bir dokunun farklılaşma sürecinde görülen anomali.
Heteroseksüel

Karşı cinse ilgi duyan ve karşı cinsle ilişkiye giren kişi.
Heteroseksüellik

Bir kişinin karşı cinse duyduğu cinsel ilgi;
Heterosis

(melez gücü) Melezlerin atalarına göre kazandıkları üstünlük.
Heterotaksi

Vücudun sol yanında bulunması gereken organlann sağda yerleşmesiyle (ya da tersi) beliren ender doğumsal oluşum bozukluğu.
Heterotopi

ektopi
Heterozigot

Kalıtımla geçen her özellik bir eş kromozom çifti (homolog kromozom) üzerinde karşılıklı olarak yerleşmiş alel adlı genlerle taşınır.
Hdl kolesterol

Yüksek yoğunlukla lipoproteinlerin (HDL) içerdiği kolesterol
Heliyoterapi (güneş tedavisi)

Güneş ışınlarının organizma üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanan tedavi tekniği.
Hickman kateteri

Ameliyatla damara konan ve kan alma tedavi işlerinde kullanılan özel hortum.
Hipotermi

Vücut sıcaklığının normal değerlerin altına düşmesi.
Hidroterapi

Bir tür fizyoterapi. Normal yüzme havuzundan daha sıcak olan (genellikle 37-38°C) bir ılık su havuzunda bir uzman tarafından egzersiz yaptırılması.
Histerektomi

Dölyatağımn bütününün ya da dölyatağı boynuna kadar olan bölümünün (kısmi histerektomi) çıkarıldığı cerrahi girişim.
Hidroüreter

Bir ya da her iki idrar borusunun çapındaki artışla beliren patolojik durum;
Hîsterometri

Histerometre adındaki ölçekli, metalden yapılmış bir alet yardımıyla dölyatağı boşluğunda yapılan ölçümler.
Histeropeksi

Dölyatağının konumunu düzeltmek amacıyla uygulanan cerrahi girişim.
Histerosafpingografi

Dölyatağı boşluğuna X ışınlarını geçirmeyen bir madde (radyoopak sıvı) verilerek uygulanan, dölyatağı ve Fal-lop borularının (salpenks) radyolojik incelemesi.
Histeroskopi

Rahim içini optik bir alet yardımıyla girip izlemektir.
Hiperaldosteronizm

Böbreküstü bezleri tarafından aşın aldosteron salgılanması ile beliren patolojik durum.
Hiperbaroterapi

Hastanın atmosfer basıncından daha yüksek basınçlı bir odaya (yüksek basınç odası) yerleştirilmesiyle uygulanan tedavi yöntemi.
Hemokaterez

alyuvar yıkımı
Hiperkolesterolemi

Kanda kolesterol düzeyinin 250 mg/100 ml'nin üzerine çıkması.
Dura mater (sertzar)

Sıkı bir bağdokudan oluşan, merkez sinir sistemindeki yapılan (beyin ve omurilik) örten zar.
Duramater

Omurilik ve beyni örten dış zar.
Elektroterapi

Elektrik akımının kullanıldığı fiziksel tedavi yöntemi; belirli özellikteki elektrik akımının vücuta uygulanmasıyla gerçekleştirilir.
Endarterit

Atardamar duvarındaki iltihabı süreçleri ya da lezyo-nun damar iç gömleğinde (tonaca intima) bulunduğu arteritleri (atardamar iltihabı) belirtmek için kullanılan terim.
Endoarteriyektomi

Damar duvarındaki lezyonlar nedeniyle iç boşluğu daralmış atardamarların devamlılığım sağlamak amacıyla uygulanan cerrahi girişim,
Ergoterapi

Hastalıkların iş aracılığıyla tedavisi.
Eksteroseptör (dış alıcı)

Dış ortamdan gelen uyaranlara duyarlı alıcılar.
Esteraz

Bİr asit ile bir alkolün birleşmesiyle oluşan esterlerin hidroliz yoluyla parçalanmasını sağlayan enzim.
Enterit

İncebağırsaklan etkileyen iltihabi süreç.
Entero virüs

RNA içeren küçük boyutu (17-48 mu.) virüs grubu.
Enteroanastomoz

Bir bağırsak bölümünü sindirim kanalının bir başka bölümü ya da salgıbezleri ile birleştiren cerrahi girişimlerin genel adı.
Enterogastron

Mide salgısını ve hareketlerini ketleyen ve incebağırsak mukozasında üretilen hormonların ortak adı.
Enteroglükagon

ince ve kalın bağırsak mukozasında bulunan iç salgı hücrelerinin ürettiği bir grup polipetit hormon.
Enterohepatik dolaşım

Bağırsaktaki bakterilerin safradaki pigmentler üzerindeki etkisiyle oluşan biIİnojenlerin kısmen bağırsak mu-kozasınca yeniden emildiği ve toplardamar dolaşımı ile karaciğere ulaştığı fizyolojik mekanizma.
Enterokolit

İnce ve kaim bağırsağı aynı zamanda etkileyen akut ya da kronik bir iltihabı sürece bağlı hastalık.
Enteropatik artrit

İnflamatuvar barsak hastalığı ve romatizmal hastalığın bir arada bulunması, örneğin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı. Deformite ve kıkırdak yıkımı bu artrit tipinin özelliği değildir.
Enteropatik artropati

İnflamatuvar barsak hastalığı ve romatizmal hastalığın bir arada bulunması, örneğin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı. Deformite ve kıkırdak yıkımı bu artrit tipinin özelliği değildir.
Enteroptoz

Kann iç organlarının aşağıya doğru inmesi.
Enteroraji

Kanh dışkı çıkarılması ile kendim gösteren sindirim sistemi kanaması.
Enterosel

İçinde yalnızca bağırsak kıvrımları bulunan bazı fıtık tipleri.
Enterostomi

Bazı hastalıklarda sindirim sisteminde yapay bir çıkış yeri açmak amacıyla bağırsakla karın duvarının ağızlaş-tınlması.
Enterotoksin

Bazı Staphylococcus aureus soylarının çıkardığı toksin.
Enterovaksin

Isıyla öldürülmüş tifo ve paratîfo basillerinden oluşmuş, kuru inek safrası ile karıştırılmış ve ağızdan verilmek üzere tablet haline getirilmiş antitifo-paratifo A ve B aşısı.
Elektrokoter

Elektrik akımıyla kor haline getirilmiş bir iletken aracılığıyla dokuların yakılmasında kullanılan cerrahi alet.
Elektrokoterizasyon

Elektriğin organik dokularda tedavi amacıyla uygulanması.
Fannakoterapi

ilaçlarla yapılan tedavi, İlaç dışında fizik, diyet, cerrahi ve psikolojik tedavi yöntemleri vardır.
Fosfodiester bağı

DNA'daki fosfat ile şeker arasındaki bağ.
Fazla Terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.

Fazla terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.
Fototerapi

Bebeklerin kandaki bilirubin seviyesini düşürmek ve sarılıklarını azaltmak için mavi ışıkla tedavisi yöntemidir. Fototerapi ile kandaki bilirubin maddesi kimyasal olarak başka bir şekle dönüştürülür. Böylece karaciğer bu durumla başedebilir hale gelir. Bebeklerin teninde parlayan ışık, bebeğin sistemindeki bilirubin miktarını efektif olarak azaltır. Bebeğin karaciğeri olgunlaştıkça vücuttan bilirubini uzaklaştırması daha kolay olur ve ışık tedavisine artık gerek kalmaz.
Fitoterapi

Bitkilerden elde edilen tedavi edici özellikteki maddelerin kullanılmasıyla yapılan tedavi.
Fizyokineziterapi (kineziterapi)

Temel olarak tedavi amaçlı özel hareketlerin uygulanmasını kapsayan fizik tedavilerin bütünü.
Flater

Miyokartın çok sık kasılması ile beliren kalp ritim bozukluğu.
Flatter

Atriyumlardaki ektopik bir odaktan 220-350 dk hızında düzenli uyaran çıkmasıdır. Bu uyaranların hepsi vent geçmez EKG de testere dişi gibi P dalgasıdır.
Galvanokoter

Yalıtkan saplı, ucu sivri, küre ya da yuvarlak biçimli metalik bir iletkenden yapılmış ve kor haline gelinceye kadar elektrik akımıyla ısıtılan cerrahi alet.
Galvanoterapi

Elektrikle uygulanan bir tedavi biçimi. Galvanoterapi-de sürekli doğru akım kullanılır.
Gasfroenterostomi

Mide bağırsak geçişini sağlamak amacıyla çoğunlukla İncebağırsaklann jejunum bölümünün mide ile ağızlaş-tınlması.
Gastroenterelog

Mide, barsak hastalıkları mütehassısı.
Gastroenterit

İshalle seyreden mide barsak iltihabı.
Gastroenteroloji

Mide, barsak hastalıkları bilgisi.
Enteroanastomoz

Enterogastron

Enteroglükagon

ince ve kalın bağırsak mukozasında bulunan iç salgı hücrelerinin ürettiği bir grup polipetit hormon.
Enterohepatik dolaşım

Bağırsaktaki bakterilerin safradaki pigmentler üzerindeki etkisiyle oluşan biIİnojenlerin kısmen bağırsak mu-kozasınca yeniden emildiği ve toplardamar dolaşımı ile karaciğere ulaştığı fizyolojik mekanizma.
Enterokolit

İnce ve kaim bağırsağı aynı zamanda etkileyen akut ya da kronik bir iltihabı sürece bağlı hastalık.
Enteropatik artrit

İnflamatuvar barsak hastalığı ve romatizmal hastalığın bir arada bulunması, örneğin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı. Deformite ve kıkırdak yıkımı bu artrit tipinin özelliği değildir.
Enteropatik artropati

İnflamatuvar barsak hastalığı ve romatizmal hastalığın bir arada bulunması, örneğin, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı. Deformite ve kıkırdak yıkımı bu artrit tipinin özelliği değildir.
Enteroptoz

Kann iç organlarının aşağıya doğru inmesi.
Enteroraji

Kanh dışkı çıkarılması ile kendim gösteren sindirim sistemi kanaması.
Enterosel

İçinde yalnızca bağırsak kıvrımları bulunan bazı fıtık tipleri.
Enterostomi

Bazı hastalıklarda sindirim sisteminde yapay bir çıkış yeri açmak amacıyla bağırsakla karın duvarının ağızlaş-tınlması.
Enterotoksin

Bazı Staphylococcus aureus soylarının çıkardığı toksin.
Enterovaksin

Isıyla öldürülmüş tifo ve paratîfo basillerinden oluşmuş, kuru inek safrası ile karıştırılmış ve ağızdan verilmek üzere tablet haline getirilmiş antitifo-paratifo A ve B aşısı.
Elektrokoter

Elektrik akımıyla kor haline getirilmiş bir iletken aracılığıyla dokuların yakılmasında kullanılan cerrahi alet.
Elektrokoterizasyon

Elektriğin organik dokularda tedavi amacıyla uygulanması.
Fannakoterapi

ilaçlarla yapılan tedavi, İlaç dışında fizik, diyet, cerrahi ve psikolojik tedavi yöntemleri vardır.
Fosfodiester bağı

DNA'daki fosfat ile şeker arasındaki bağ.
Fazla Terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.

Fazla terlemek

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.
Fototerapi

Bebeklerin kandaki bilirubin seviyesini düşürmek ve sarılıklarını azaltmak için mavi ışıkla tedavisi yöntemidir. Fototerapi ile kandaki bilirubin maddesi kimyasal olarak başka bir şekle dönüştürülür. Böylece karaciğer bu durumla başedebilir hale gelir. Bebeklerin teninde parlayan ışık, bebeğin sistemindeki bilirubin miktarını efektif olarak azaltır. Bebeğin karaciğeri olgunlaştıkça vücuttan bilirubini uzaklaştırması daha kolay olur ve ışık tedavisine artık gerek kalmaz.
Fitoterapi

Bitkilerden elde edilen tedavi edici özellikteki maddelerin kullanılmasıyla yapılan tedavi.
Fizyokineziterapi (kineziterapi)

Temel olarak tedavi amaçlı özel hareketlerin uygulanmasını kapsayan fizik tedavilerin bütünü.
Flater

Miyokartın çok sık kasılması ile beliren kalp ritim bozukluğu.
Flatter

Atriyumlardaki ektopik bir odaktan 220-350 dk hızında düzenli uyaran çıkmasıdır. Bu uyaranların hepsi vent geçmez EKG de testere dişi gibi P dalgasıdır.
Galvanokoter

Yalıtkan saplı, ucu sivri, küre ya da yuvarlak biçimli metalik bir iletkenden yapılmış ve kor haline gelinceye kadar elektrik akımıyla ısıtılan cerrahi alet.
Galvanoterapi

Elektrikle uygulanan bir tedavi biçimi. Galvanoterapi-de sürekli doğru akım kullanılır.
Gasfroenterostomi

Mide bağırsak geçişini sağlamak amacıyla çoğunlukla İncebağırsaklann jejunum bölümünün mide ile ağızlaş-tınlması.
Gastroenterelog

Mide, barsak hastalıkları mütehassısı.
Gastroenterit

İshalle seyreden mide barsak iltihabı.
Gastroenteroloji

Mide, barsak hastalıkları bilgisi.
Granülomatöz arterit

Temporal arterit.
Halisterez

Kemiklerdeki kalsiyum içeriğinin azalması.
Hemoterapi

insan kanı kullanılarak uygulanan tedavi biçimi.
Hipertermi

Vücut sıcaklığının normal değerlerin üzerine çıkması.
Hepatoterapî

Çiğ (ya da az pişmiş) hayvan karaciğeri ya da karaciğer özütleriyle uygulanan tedavi biçimi.
Hipofîz (pitııiter bez)

Sfenoİt (kamamsı) kemiğin tabanında yer alan Türk eyeri adlı (sella turcica) çukura yerleşmiş ve beyne ince bir sapla bağlantı yapan iç salgıbezi.
Heterofori

Gözün hareket kaslarındaki işlevsel denge bozukluğu nedeniyle gözün kayma eğilimi göstermesi.
Heterojen

Değişik karakterlere yada yapılara sahip olan.
Heterokromozom

Farklı iki kromozomun oluşturduğu kromozom çifti, în-sandaki cinsiyet kromozomları bu yapıdadır.
Heteroplazi

Embriyonun gerişimi sırasında bir dokunun farklılaşma sürecinde görülen anomali.
Heteroseksüel

Karşı cinse ilgi duyan ve karşı cinsle ilişkiye giren kişi.
Heteroseksüellik

Bir kişinin karşı cinse duyduğu cinsel ilgi;
Heterosis

(melez gücü) Melezlerin atalarına göre kazandıkları üstünlük.
Heterotaksi

Vücudun sol yanında bulunması gereken organlann sağda yerleşmesiyle (ya da tersi) beliren ender doğumsal oluşum bozukluğu.
Heterotopi

ektopi
Heterozigot

Kalıtımla geçen her özellik bir eş kromozom çifti (homolog kromozom) üzerinde karşılıklı olarak yerleşmiş alel adlı genlerle taşınır.
Hdl kolesterol

Yüksek yoğunlukla lipoproteinlerin (HDL) içerdiği kolesterol
Heliyoterapi (güneş tedavisi)

Güneş ışınlarının organizma üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanan tedavi tekniği.
Hickman kateteri

Ameliyatla damara konan ve kan alma tedavi işlerinde kullanılan özel hortum.
Hipotermi

Vücut sıcaklığının normal değerlerin altına düşmesi.
Hidroterapi

Bir tür fizyoterapi. Normal yüzme havuzundan daha sıcak olan (genellikle 37-38°C) bir ılık su havuzunda bir uzman tarafından egzersiz yaptırılması.
Histerektomi

Dölyatağımn bütününün ya da dölyatağı boynuna kadar olan bölümünün (kısmi histerektomi) çıkarıldığı cerrahi girişim.
Hidroüreter

Bir ya da her iki idrar borusunun çapındaki artışla beliren patolojik durum;
Hîsterometri

Histerometre adındaki ölçekli, metalden yapılmış bir alet yardımıyla dölyatağı boşluğunda yapılan ölçümler.
Histeropeksi

Dölyatağının konumunu düzeltmek amacıyla uygulanan cerrahi girişim.
Histerosafpingografi

Dölyatağı boşluğuna X ışınlarını geçirmeyen bir madde (radyoopak sıvı) verilerek uygulanan, dölyatağı ve Fal-lop borularının (salpenks) radyolojik incelemesi.
Histeroskopi

Rahim içini optik bir alet yardımıyla girip izlemektir.
Hiperaldosteronizm

Böbreküstü bezleri tarafından aşın aldosteron salgılanması ile beliren patolojik durum.
Hiperbaroterapi

Hastanın atmosfer basıncından daha yüksek basınçlı bir odaya (yüksek basınç odası) yerleştirilmesiyle uygulanan tedavi yöntemi.
Hemokaterez

alyuvar yıkımı
Hiperkolesterolemi

Kanda kolesterol düzeyinin 250 mg/100 ml'nin üzerine çıkması.
İntertrijin

Deride sürekli sürtünmeye bağlı sıyrıkların üzerinde ter birikmesi sonucunda epidermisin üst bölümlerinin so-yulmasıyla oluşan bir deri hastalığı.
İsilik

Terledikten sonra derinin üzerinde görülen kızarıklılara halk arasında isilik denir. Tıp dilinde ise miliare denir.
İkter

Sarılık
İsteri

Psikonevrozlar grubuna giren bir çeşit hastalıktır. Tıp dilinde babinski hastalığı veya pithiatisme adı verilir.Hastalığın belirtileri; hastanın sosyal ve entellektüel seviyesine göre değişir. Hastanın gayesi, çevresinin ilgisini üzerine çekmektir. Bunun için aşağıdaki şikayetlerin biri veya birkaçı birden görülebilir. Hastada; ağrılar, baş dönmesi, bayılma, iştahsızlık, titreme, boğazında düğümlenme duygusu, kaslarda gerilme, geçici körlük, sağırlık, herhangi bir uzuvda uyuşma, hafıza kaybı görülür.Tedavinin temeli telkindir.
İsteri

Psikonevrozlar grubuna giren bir çeşit hastalıktır. Tıp dilinde babinski hastalığı veya pithiatisme adı verilir.

Hastalığın belirtileri; hastanın sosyal ve entellektüel seviyesine göre değişir. Hastanın gayesi, çevresinin ilgisini üzerine çekmektir. Bunun için aşağıdaki şikayetlerin biri veya birkaçı birden görülebilir.

Hastada; ağrılar, baş dönmesi, bayılma, iştahsızlık, titreme, boğazında düğümlenme duygusu, kaslarda gerilme, geçici körlük, sağırlık, herhangi bir uzuvda uyuşma, hafıza kaybı görülür. Tedavinin temeli telkindir.

İnterferon

Bağışıklık sistemini düzenleyen ve güçlendiren , bu etkisiyle bazı kanserlerin tedavisinde etkili olan ilaç (örneğin; Roferon-A, İntron A)..
İnterkostal

Kaburgalar arası (interkostal) bölgedeki oluşumları belirten anatomi terimi.
İnterlökin

Bir protein ailesinin tümü. Bazıları eklem inflamasyonunu tetiklemede önemli rol oynar. Ayrıca bkz. Sitokin, lenfokin.
İnterlökin 6

Normal ya da kanserleşmiş plazma hücrelerinin çoğalmalarını uyaran hormon benzeri madde.
İntermedier

Arada oluşan, meydana gelen.
İnterseksüalite

Cinsel kimliği ayırt etmede yetersizlik durumu.
Kompüterize tomografi

Bilgisayarlı tomografi (BT). X ışınlarını kullanarak vücudunu bölümlerinin ya da kesitlerinin"" görünümlerini kaydeden bir tarama (film çekme) türü.
Kemoterapı

Kanserin ilaçlarla tedavisi. Genellikle birden fazla sayıda ilaç birlikte kullanılır. İlaçlar ağızdan veya serumla damardan verilir. Genelde bu ilaçlardan kötü hücrelerin yanında vücudün normal hücreleri de etkilendiğinden tedavinin aralıklı olarak (örneğin 4-6 haftada bir) uygulanması kuraldır. Yüksek doz kemoterapi dendiğinde daha çok kanser hücresi öldürebilmek amacıyla ilaçların normal (sağlıklı) kemik iliği kök hücrelerini de yok edebilecek derecede yüksek dozlarda kullanılması anlaşılır. Hastaları kemik iliği yetersizliğinden kurtarabilmek için böylesine yoğun bir kemoterapinin ardından mutlaka kök hücre nakli yapılmalıdır.
Kemoterapi

Kanserin ilaçlarla tedavisi. Genellikle birden fazla sayıda ilaç birlikte kullanılır. İlaçlar ağızdan veya serumla damardan verilir. Genelde bu ilaçlardan kötü hücrelerin yanında vücudün normal hücreleri de etkilendiğinden tedavinin aralıklı olarak (örneğin 4-6 haftada bir) uygulanması kuraldır. Yüksek doz kemoterapi dendiğinde daha çok kanser hücresi öldürebilmek amacıyla ilaçların normal (sağlıklı) kemik iliği kök hücrelerini de yok edebilecek derecede yüksek dozlarda kullanılması anlaşılır. Hastaları kemik iliği yetersizliğinden kurtarabilmek için böylesine yoğun bir kemoterapinin ardından mutlaka kök hücre nakli yapılmalıdır.
Kemoterapî (ilaç tedavisi)

Belirli kimyasal maddelerin kullanıldığı tedavi yöntemi.
Kernicterus

Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur.Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir.
Kernikterus

Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur.Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir.
Ketosteroitler

21 karbon atomlu steroit hormonlar.
Kortikosteroid ilaçlar

Adrenal bezlerinin yaptığı doğal kortikosteroid hormonlara benzer sentetik, iltihap karşıtı (anti-erıflamatuar) ilaçlar. Prednisone, dexamethasone, betamethasone, triamcinolone vb.
Kortikosteroidler

Çoğunlukla steroidler"" olarak kısaltılan kortikosteroidler, örneğin kortizon, normalde vücutta bulunan bir grup hormondur ve vücudun metabolizması üzerinde bir çok etkileri vardır. Vücuda tablet ya da iğneyle dışarıdan verilmeleri vücuttaki dengeyi etkiler. Steroidler inflamasyonu kontrol etmede çok etkilidirler ve bazı hastalıkları hafifletebilirler. Yüksek dozda kullanılırlarsa yan etki oluştururlar
Kortikoterapi

Böbreküstü bezinden elde edilen özütlerle uygulanan tedavi.
Kiroterapi

Kiropraksiden türeyen tedavi uygulaması; ağırlıklı olarak omurga ve leğen bölgesinin manipülasyonuna dayanır.
Kortizon (17-hidroksi-ll-dehidrokortikosteron)

Günümüzde artık bireşim yoluyla da üretilen, böbreküstü bezi kabuk bölümünün salgıladığı hormon
Koterizasyon

Koter adlı aygıtın yardımıyla tedavi amacıyla dokuların parçalanması.
Klimakteryum (yaşdönümü)

Eşey bezlerinin (erbezi ve yumurtalıklar) işlevsel etkinliklerinin durduğu yaşam dilimi.
Klimatoterapi

Hastanın başka bir yere giderek yeni çevre koşullarından yararlanmasını amaçlayan ve genellikle öbür tedavileri (tıbbi, cerrahi vb) tamamlamak için uygulanan tedavi yöntemi.
Klinik termometre

Vücut sıcaklığını ölçmek için uygulanan bir termometre tipi.
Karaciğer Yetersizliği

Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir hastalıktır. Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede azalma görülür.

İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve durudur. İdrara çok çıkılır. Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir

Karaciğer yetersizliği

Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir hastalıktır. Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede azalma görülür. İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve durudur. İdrara çok çıkılır.Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir.
Karakter

Genetikte, bir kişinin belirgin ya da belirlenebilen her türlü özelliğini ifade eden terim.
Karakteroloji

Belirlenmiş karakter tipleriyle ilişkili olarak insanların sınıflandırılmasını, karakter kuramını ve bazı özel ölçütlere göre sıralanmış farklı karakter tiplerinin betimsel analizini konu alan psikoloji dalı.
Kremaster

Spermatik kordonun yapısındaki kas oluşumu.
Kremaster refleksi

Uyluğun iç bölgesinin erbezine sürtünmesi sonucunda kremaster kasının kasılarak erbezini yükseltmesi.
Krenoterapi

Madensularının vücutta yaptığı etkilerden yararlanan tedavi yöntemi.
Kriyoterapi

Tedaviye yönelik bütün soğuk uygulamalarını ifade eden terim.
Koitus interruptus

Cinsel birleşmenin döllenmeyi engellemek amacıyla kesilmesi.
Kolesterol

Hayvansal ve bitkisel yağların içerisinde bulunan, karaciğer tarafından sentez edilen bir maddedir. Kanda normalden fazla bulunması halinde, damar sertliğine neden olur, ve bazanda safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar.
Kolesterol ester

Kolesterolün yaklaşık yüzde 60-70'i karaciğerden salgılanan LCAT (lesitinkolesterol-asütransferaz) adlı bir enzimin etkisiyle esterleşmiş bir biçimde bulunur.
Kolesteroloz

Bir bozukluk sonucunda dokularda kolesterol birikmesi.
Kolinesteraz

Serumda (yalancı kolinesteraz), alyuvarlarda ve sinir dokusunda bulunan bir enzim.
Kateter

 Sonda; bir vücut bölgesine ulaşmak için kullanılan çeşitli çap ve uzunluktaki boru
Kateterîzosyon

Kateter adlı aletlerle uygulanan karmaşık cerrahi girişim.
Kuşpalazı(Difteri)

Difteri de denilen bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses kısıklığı, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz renkte bir zar, boğaz ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol ve bacaklarda ağrılar görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız süratlidir.

Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi tamamen kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla bulaşır.

Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

Küriterapi

Günümüzde az kullanılan radyum ile tedavi yöntemi (bak. radyoterapi).
Listeria monocytogenes

Evcil ve vahşi hayvanlarda, doğal olarak oldukça yaygın biçimde bulunan Gram-pozitif mikroorganizma; listeri-yoz olarak bilinen enfeksiyon hastalığının etkenidir, în-sanın nasıl enfekte olduğu tam olarak aydınlatılmış değildir.
Mela ikter

Derinin siyah-san renk aldığı bir sanlık türü.
Meme termografisi

Memenin termograf denen son derece duyarlı bir aygıtla incelenmesi.
Mental reterdatıon

Zeka gelişiminde gerilik.
Mesane kateter

İdrar yoluna takılan sonda.
Mamotermi

Derideki sıcaklık değişikliklerine son derece duyarlı olan ve bu değişiklikleri fotoğraflayabilen bir alet aracılığıyla uygulanan meme inceleme yöntemi.
Markoniterapi (mikrodalga tedavisi)

insan vücudunun bir bölümüne yüksek frekanslı ve çok kısa dalgalı elektromagnetik akım uygulanan tedavi yöntemi.
Masseter kası (çiğacme kası)

Elmacık kemiği yayıyla altçene kemiğinin dış köşesi arasında uzanan dikdörtgen biçimli kas.
Massoterapi

Masaj uygulamalarına dayalı fizik tedavi yöntemi.
Mezenter

İnce bağırsakları karın duvarının arka bölümüne bağlayan ve ince bağırsakları besleyen damarları içeren periton kıvrımı.
Mezenter (bağırsak askısı)

İncebağırsağı karın duvarının arka bölümüne tutturan kann zan (periton) kıvrımı.
Mezenterit

Akut ya da kronik mezenter (bağırsak askısı) iltihabı.
Mezenterîyol (bağırsak askıcığı)

KÖrbağırsak apandisini bütünüyle örten kann zan kıvrımı.
Mycobacterium

Micobacteriaceae familyasında yer alan bir mikroorganizma.
Megaüreter

Bir ya da her İki idrar borusunun anormal ölçüde genişlemesiyle ortaya çıkan patolojik durum
Nefroüreterektomi

Böbrekle birlikte idrar borusunun da cerrahi girişimle çıkarılması.
Nörotransmitter

Sinir hücrelerinde bulunan, beyin ve sinir sisteminde mesajların iletilmesini sağlayan kimyasal madde.
Nsaıds (non-steroidal anti-inflammatory drugs)

Nonsteroid (steroid olmayan) antiinflamatuvar ilaçlar. Aspirin ailesindeki ilaçları da kapsayan çok geniş bir ilaç grubu. Çeşitli artrit türlerinde inflamasyonu azaltmak ve ağrı, şişlik ve katılığı kontrol altına almak için reçete edilirler.
Nonsteroid antienflamatuar ilaçlar

İltihabı azaltmak için kullanılan, kortizon kökenli olmayan ilaçlar.
Obliterasyon

Vücuttaki boşlukların tıkanması.
Opoterapi

Dar anlamda, organlardan elde edilen sıvıların verilmesiyle uygulanan tedavi yöntemi
Oksimetre (oxımeter)

Kandaki hemoglobine yapışan oksijenin miktarını gözlemleyen cihazın adıdır. Kolluk tarzı bir bant bebeğin ayak parmağına, ayağına, eline ya da el parmağına iliştirilir. Işık parmaktan geçtikçe ışık dalgaları değişir. Ne kadar ışık dalgası geçtiği hemoglobine yapışmış oksijen miktarına bağlı olarak değişir. Bu makine ile yoğun bakım personeli bebeğin kanındaki oksijen miktarını, bebekten kan alıp laboratuvara göndermeye gerek kalmadan gözlemlemiş olur.
Osgood schlatter hastalığı

Teknik olarak tibial (dizin altındaki büyük kemiğin baş kısmı) tüberkülün osteokondriti olarak bilinir, atletik yapılı genç insanlarda (özellikle erkek adolesanlarda) tibia tüberkülü üzerinde ağrı ve hassasiyete neden olan bir diz problemidir. 6 ay kadar koşmak ya da tekme atmaktan kaçınılırsa çoğunlukla geçer
Panarterit

Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum.
Pranoterapi

Alternatif bir tıbbi uygulama.
Papillosfinkterotomi

Vater ampullası ve onikiparmakbağırsağınm son bölümünü çevreleyen kas liflerinin (öddi büzgen kası) kesilmesiyle uygulanan cerrahi girişim.
Progesteron

Ovulasyondan sonra corpus luteum tarafından salınan gebeliği koruyan bir hormondur. Gebelik süresince plasentadan üretilir.
Progesteron (luteîn)

Corpus luteum(*) (sarı cisim) tarafından salgılanan bir hormon.
Pia mater (incezar)

Merkez sinir sistemini örten, kan damarları bakımından zengin, ince, bağ dokusu yapısındaki zar.
Pitüiter bez

hipofiz
Proteinoterapi

Heterojen proteinlerin (tam yağlı süt, kan, albümin, at serumu, çeşitli hayvansal ya da bitkisel proteinler) kas içine zerk edilmesine dayanan ve günümüzde artık kullanılmayan bir tedavi tekniği.
Parenteral

İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu, adele içi gibi yollarla verilmesi.
Parenteral beslenme

Çeşitli patolojik nedenlerle doğal biçimde beslenmenin engellendiği ya da zorlaştığı durumlarda besleyici maddelerin başka yollardan verilmesi.
Psikoterapi

Geniş anlamıyla, ruhsal ya da fiziksel hastalıkların psikolojik yöntemlerle tedavisi.
Psödokolinesteraz

Karaciğer tarafından salgılanan bir enzim.
Plezyoröntgenterapi

Odak ile deri arasındaki uzaklığın 0-7 cm arasında olduğu ışın tedavisi.
Pteriyom

Büyük sfenoit (kamamsı) kemiğin kanata çıkıntısını alın, yankafa ve şakak kemilderiyle birleştiren sütûrle-rin karşısında ve kafatasının yan duvarında yer alan kranyometri(*) noktası.
Pulmoner arter

Akciğerin büyük besleyici arteri.
Poliarteritis nodoza (pan)

Nedeni bilinmeyen nadir bir vaskülit şekli, özellikle orta boy ve küçük arterlerin inflamasyonu söz konusudur ve bu arterlerin kan taşıdığı dokularda dolaşım bozulur.
Reiter hastalığı

Bu terim sıklıkla serumda Romatoid Faktör (romatoid artrit için) testinin negatif olduğu romatizmal olmayan inflamatuvar eklem hastalıklarını tanımlar. Aslında belli ortak klinik özellikleri bulunan bir inflamatuvar hastalık grubundaki herhangi bir hastalığı ifade eder: Ankilozan spondilit, Reiter hastalığı, reaktif artrit, psöriyatik artrit ve spondilit, ülseratif kolit ve artrit, Crohn hastalığı ve artrit, uveit, HLA-B27 ile bağlantılı periferik artrit ve diğer muhtemel durumlar.
Reiter sendromu

Bu terim sıklıkla serumda Romatoid Faktör (romatoid artrit için) testinin negatif olduğu romatizmal olmayan inflamatuvar eklem hastalıklarını tanımlar. Aslında belli ortak klinik özellikleri bulunan bir inflamatuvar hastalık grubundaki herhangi bir hastalığı ifade eder: Ankilozan spondilit, Reiter hastalığı, reaktif artrit, psöriyatik artrit ve spondilit, ülseratif kolit ve artrit, Crohn hastalığı ve artrit, uveit, HLA-B27 ile bağlantılı periferik artrit ve diğer muhtemel durumlar.
Radarterapi (kısadalga tedavisi)

Radar aygıtında kullanılanlara benzer 2GHz frekanslı çok kısa elektrik dalgalarının uygulanmasına dayanan elektrik tedavisi tekniği.
Pranoterapi

Alternatif bir tıbbi uygulama.
Papillosfinkterotomi

Vater ampullası ve onikiparmakbağırsağınm son bölümünü çevreleyen kas liflerinin (öddi büzgen kası) kesilmesiyle uygulanan cerrahi girişim.
Progesteron

Ovulasyondan sonra corpus luteum tarafından salınan gebeliği koruyan bir hormondur. Gebelik süresince plasentadan üretilir.
Progesteron (luteîn)

Corpus luteum(*) (sarı cisim) tarafından salgılanan bir hormon.
Pia mater (incezar)

Merkez sinir sistemini örten, kan damarları bakımından zengin, ince, bağ dokusu yapısındaki zar.
Pitüiter bez

hipofiz
Proteinoterapi

Heterojen proteinlerin (tam yağlı süt, kan, albümin, at serumu, çeşitli hayvansal ya da bitkisel proteinler) kas içine zerk edilmesine dayanan ve günümüzde artık kullanılmayan bir tedavi tekniği.
Parenteral

İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu, adele içi gibi yollarla verilmesi.
Parenteral beslenme

Çeşitli patolojik nedenlerle doğal biçimde beslenmenin engellendiği ya da zorlaştığı durumlarda besleyici maddelerin başka yollardan verilmesi.
Psikoterapi

Geniş anlamıyla, ruhsal ya da fiziksel hastalıkların psikolojik yöntemlerle tedavisi.
Psödokolinesteraz

Karaciğer tarafından salgılanan bir enzim.
Plezyoröntgenterapi

Odak ile deri arasındaki uzaklığın 0-7 cm arasında olduğu ışın tedavisi.
Pteriyom

Büyük sfenoit (kamamsı) kemiğin kanata çıkıntısını alın, yankafa ve şakak kemilderiyle birleştiren sütûrle-rin karşısında ve kafatasının yan duvarında yer alan kranyometri(*) noktası.
Pulmoner arter

Akciğerin büyük besleyici arteri.
Poliarteritis nodoza (pan)

Nedeni bilinmeyen nadir bir vaskülit şekli, özellikle orta boy ve küçük arterlerin inflamasyonu söz konusudur ve bu arterlerin kan taşıdığı dokularda dolaşım bozulur.
Reiter hastalığı

Bu terim sıklıkla serumda Romatoid Faktör (romatoid artrit için) testinin negatif olduğu romatizmal olmayan inflamatuvar eklem hastalıklarını tanımlar. Aslında belli ortak klinik özellikleri bulunan bir inflamatuvar hastalık grubundaki herhangi bir hastalığı ifade eder: Ankilozan spondilit, Reiter hastalığı, reaktif artrit, psöriyatik artrit ve spondilit, ülseratif kolit ve artrit, Crohn hastalığı ve artrit, uveit, HLA-B27 ile bağlantılı periferik artrit ve diğer muhtemel durumlar.
Reiter sendromu

Bu terim sıklıkla serumda Romatoid Faktör (romatoid artrit için) testinin negatif olduğu romatizmal olmayan inflamatuvar eklem hastalıklarını tanımlar. Aslında belli ortak klinik özellikleri bulunan bir inflamatuvar hastalık grubundaki herhangi bir hastalığı ifade eder: Ankilozan spondilit, Reiter hastalığı, reaktif artrit, psöriyatik artrit ve spondilit, ülseratif kolit ve artrit, Crohn hastalığı ve artrit, uveit, HLA-B27 ile bağlantılı periferik artrit ve diğer muhtemel durumlar.
Radarterapi (kısadalga tedavisi)

Radar aygıtında kullanılanlara benzer 2GHz frekanslı çok kısa elektrik dalgalarının uygulanmasına dayanan elektrik tedavisi tekniği.
Renal arter

Böbrek arteri.
Radyoterapi

Işınlama kullanılarak yapılan tedavi yöntemi.
Retro virüs

Ters transkriptaz enzimi içeren virüslerin ortak adı.
Röntgenterapi (röntgen tedavisi)

X ışınlannın biyolojik Özelliklerinin kullanılmasına dayanan bîr radyoterapi (ışın tedavisi) biçimi.
Sfinkter

Vücuttaki bir deliği çevreleyen halka şeklindeki kas, kasılıp gevşeyerek deliğin açılıp kapanmasını sağlar. Vücutta bir sfinkter kas vardır. Anüs, mesane ve yemek borusunun mideye açıldığı yer gibi
Sfînkter (büzgen kas)

Lifleri bir deliğin çevresini halka biçiminde saran çizgili ya da düz kaslan tanımlamak için kullanılan anatomik terim.
Siliyer (kirpiksi) arter

Göz atardamarının kollarına verilen ad.
Sarılık (ikter)

Kandaki bilirubin düzeyinin yükselmesine bağlı olarak mukoza ve derinin sararması.
Sartoryus kası (terzi kası)

Uyluğun ön bölümünde yer alan çizgili kas.
Stereoagnozî

Dokunmayla ilgili uyarılan algılama yetersizliği
Stereoradyografi

Bir organın iki farklı açıdan çekilen röntgen filmlerinin stereoskop aracılığıyla birleştirilerek o organın üç boyutlu görüntüsünün elde edilmesi yöntemi.
Stereotaksis

Kafatasında matkapla açılan deliklerden sokulan elektrotlarla ya da sondalarla beynin belirli noktalanna ulaşmayı sağlayan cerrahi işlem.
Stereotip

Katı, ayrımsız, basite İndirgenmiş, kalıplaşmış (basmakalıp) genelleme.
Stereotipi

Sözcük, hareket ve davranışların koşullarla bağlantısız, nedensiz ve aynı biçimde uzun süre yinelenmesi.
Sterilite

Çeşitli maddelerin ya da ortamların mikroorganizmalardan (hastalık yapıcı olan ya da olmayan) bütünüyle arındırılmış olma durumu.
Sterilizasyon

Bir maddeyi bütün organizmaladan temezleme süreci-enfeksiyonu önlemek için cerrahi aletlerin strizizasyonunda olduğu gibi. Ayrıca ameyitla kısırlaştırma anlamında da kullanılır.
Sterkobilin

Kimyasal yapısı ürobilinle(*) aynı olan safra pigmenti.
Sternal ponksiyon

Göğüs kemiğinin (sternum) iğneyle delinmesine dayanan ve kan hastalıklarının tanısında yaygın biçimde kullanılan yöntem.
Sternokleidomastoit kası

Boynun yan kası.
Sternum

İman kemiği.
Sternum (göğüs kemiği)

Göğsün ön bölümünde, köprücük kemiği ile ilk yedi kaburga kemiği arasında ortada yer alan tek ve simetrik yassı kemik.
Steroit hormonlar

Progesteron ve östrojen gibi dişilik hormonlan, testosteron ve dihidrotestosteron gibi erkeklik hormonlan ve kortizon gibi böbreküstü bezi kabuğu hormonlarını içeren hormon sınıfı.
Steroitler

Birbirine çok benzeyen kimyasal bileşikler grubu
Sisterna (sarnıç)

Dolaşan sıvıların döküldüğü ve içinde toplandığı farklı anatomik yapılara verilen ortak ad.
Sisternografî

Beyin-omurilik sıvısının aktığı Örümceksizar altı (subaraknoit) sarnıçlara radyolojik görüntü veren bir maddenin (genellikle hava ya da oksijen) verilmesine dayanan radyografik tanı tekniği.
Subikter

Hafif şiddette sarılık.
Seroterapi

Özellikle mikrobik hastalıklarda ve toksik enfeksiyonlarda kullanılan bir tedavi biçimi.
Talasoterapi

Güneş, deniz ve kumlann vücut üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanılan tedavi biçimi.
Trokanter

Uyluk kemiğinin üst ucundaki iki tümseğin ortak adı.
Temporal arterit

Aynı zamanda serebral arterit, kraniyal arterit, dev hücreli arterit ve bazen de granülomatöz arterit olarak da adlandırılır. Kafadaki kan damarlarının (arterlerin) ağrılı inflamasyonu söz konusudur; şakaklar genellikle dokunmakla hassastır ve baş ağrıları sıktır. Polimiyalji romatika (PMR) ile de sık görülür. Nedeni bilinmeyen bir vaskülit formudur, özellikle 50 yaş üzerindeki kişileri etkiler ve kadınlarda daha sık görülür.
Tromboendoarteriyektomi

Atardamar içindeki pıhtıya bağlı hastalıklarda uygulanan cerrahi girişim.
Ter

Derideki ter bezlerinin ürettiği sıvı.
Ter testi

Terdeki sodyum klorür içeriğinin belirlenmesi için uygulanan test.
Teratoblastom

Olgunlaşmamış, az farklılaşmış, embriyondakine benzer dokulardan oluşmuş, teratom(*) tipi.
Teratojen

Doğumsal oluşum bozukluklarına neden olan etken.
Terleme

Derideki ter bezlerinin ter(*) üretmesi.
Terminatör gen

RNA polimerazın transkripsiyonu durdurmasına neden olan DNA dizisi.
Termoanaljezi

Belirli bir vücut bölgesinde ısı ve ağn duyarlılığının kaybı.
Termofil

Yüksek sıcaklıklarda yaşayabilen mikroorganizmalara verilen genel ad (termofil = ısıyı seven).
Termoregülasyon

Vücut sıcaklığını kontrol eden mekanizmaların tümü.
Termoterapi

Isı veren ışınlarla uygulanan tedavi yöntemi.
Tpn (total parenteral nutrıtıon) uygulaması

Damardan besleme şeklidir. Şeker, protein, yağ, mineraller ve vitamin içerir.
Tersiyan sıtma

Ateşli nöbetlerin düzenli olarak 48 saatte bir, yani günaşırı ortaya çıktığı sıtma tipi.
Testosteron

Erkek seks hormonuna verilen addır.
Uterus

Rahim, döl yatağı.
Uterus bicornis

Uterusun iki boynuzlu olması anlamında bir terimdir.Uterusun üst kısmının çökük olması nedeniyle her iki uç kısımlarının beligin hal alması sonucu ortaya çıkan görünümdür.
Üreter

Böbreklerle idrar torbasını birleştiren, idrarın torbaya ulaşımını sağlayan tüptür.Her iki tarafta birbirinden bağlantısız olarak bulunur.
Üreter (idrar borusu)

Böbrek havuzunu idrar kesesine bağlayan 25-30 cm uzunluğunda tüp biçimli kanal.
Üreterektomi

Ürelerin (idrar borusu) bir bölümünün ya da tamamının çıkarılmasına yönelik cerrahi girişim.
Üreterografi

Kontrast madde aracılığıyla üreterlerin (idrar boruları) radyolojik olarak görünür hale gelmesini sağlayan tanı yöntemi.
Üreterokolostomi

idrar kesesi İşlevini görmek üzere oluşturulan bağırsak bölümüne üreten (idrar borusu) bağlamak amacıyla uygulanan cerrahi girişim.
Üreterosel

Üreterlerin (İdrar boruları) birinde ya da ikisinde uç bölümün kist biçiminde genişlemesiyle belirlenen doğumsal oluşum bozukluğu.
Üreterostomi

Çeşitli hastalıklarda üreterlerden (idrar borulan) birini ya da her ikisini ağızlaştırmak için uygulanan cerrahi girişim.
Üreterotomi

Üreleri (idrar borusu) açmaya yönelik bir cerrahi girişim.
Vater ampullası

Ana safra kanalı (koledok) ve pankreas kanalının birleşerek onikiparmakbağırsağına açıldıklan bölgede oluşan genişleme.
Vejeteryan

Bitkisel gıdalarla beslenen, etyemez.
Western blot testi

HIV virüsünü belirlemeye yarayan laboratuvar incelemesi.
Ayak terlemesi

Ayakların normalden fazla terlemesi genellikle ter bezlerinin aşırı derecede çalışmasından kaynaklanır. Diğer taraftan, kalın çorap giymek, ateşli bir hastalık veya normal vücut sıcaklığının düşmesi de ayak terlemesine neden olabilir.

Zona (herpes zoster)

Etkeni suçiçeğine de yol açan virüs hastalığı. Bak. her-pesvirüs.
<< Geri
 Medikal Bilgi
 Sağlık
 Tıp Sözlüğü  Biyoloji Sözlüğü
 Ansiklopedi  İlaç Fiyatları
 Gebelik  Mineraller
 Cinsel Terimler Sözlüğü
 TUS Hakkında  Kaplıcalar
 Renk Körlüğü Testi  Full Text Dergiler
 Bebeğiniz Ne Zaman Doğacak ?
 Tahmini yumurtlama gününüzü hesaplayın
 Bebeğinizin boyunu hesaplayın
 İlk Yardım  Bebek İsimleri
İdeal Kilonuzu, Günlük Enerji İhtiyacınızı Öğrenin
 Zayıf mı? Şişman mı?  Kalori Tabloları
 Hastalıklar  Vitaminler
 İlaç Klavuzu  Aloe Vera
Vademecum (İlaç Bilgileri)  Şifalı Bitkiler
 Yazılar
 Medikal Kitap
Yayındaki Türkçe ve Yabancı Kitap Tanıtımları
 Medikal Anket
Hangi korunma yöntemini kullanıyorsunuz?

Prezarvatif
Spiral
Dışarı boşalma
Doğum kontrol hapı
 Rastgele 2 Kitap
Tavsiye


Hakkımızda | Reklam | Kullanım Şartları | Basında TurkMedikal.net | Webmasterlar İçin | İçerik Ortaklığı | İletişim | Vademecum (İlaç Bilgileri)
Aloe Vera | Üyelik | Dükkan | Kitaplar | Hastalıklar | İlk Yardım | Rehber | Nöbetçi Eczaneler | Sağlık Ansiklopedisi

TurkMedikal.NET bir ZA Host Web Hosting ve Zahmaci Web Tasarım Sitesidir
Dmoz Directory | Astroloji | Walpapers | Kumluca | Hastalıklar
Carpets and Rugs | Holy Books
Elmalı | Kemer | Korkuteli | Serik | Akseki