:: Sağlık Ansiklopedi >> Ur
Amilazüri
idrardaki amilaz yoğunluğu. |
Ammoasidüri
İdrarda aminoasİtlerin bulunması. |
After sun moısturızer
Güneş sonrası nemlendirici. |
Aktif kömür
Ihlamur ve söğüt gibi yumuşak odunlu ağaç parçalarının karbonlaşmasıyla elde edilen ve soğurucu (yüzeylere tutunabilme) özelliği nedeniyle farmakolojide önemli yeri olan toz. |
Antı-âge ürünler
Cildin yaşlanma sürecini yavaşlatan ürünler. Yenileyici ve besleyici etkiye sahip olan bu ürünler erken yaşlanmaya karşı cildi güçlendirip korur. |
Antı-rıdes ürünler
Kırışık giderici ürünler. Ciltteki sarkmaları toparlar, cilt tabakalarını derinlemesine yeniler ve kırışıklıkları silikleştirir. |
Akupressur
Akupressur akupunktur noktalarının basınç yapılarak uyarılmasıyla gerçekleştirilen bir tedavidir.Uzak doğu kökenli bir tedavi olmakla birlikte son yıllarda dünyada oldukça tanınmış ve yaygınlaşmıştır. |
Akupunktur
Akupunktur akus ve punktur kelimelerinin birleşiminden adını alan ve kelime anlamı iğne batırmak olan bir kelimedir |
Antidiüretik hormon
Böbreklerden suyun geri emilmesini sağlayan ve hipofizin arka lobundan salgılanan hormon. |
Anti-dna antikorlar
Üretildikleri organizmanın hücresel DNA'sına karşı tepki gösteren öz antikorlar. |
Aura
Bir migren ya da konvülsiyon nöbetinin ortaya çıkacağını önceden gösteren belirti. |
Albuminüri
İdrarda, albümin bulunmasına; Tıp dilinde Albüminüri; halk arasında ise, aktutma denir.
Bir çok hastalıklarda, özellikle Böbrek hastalıklarında, idrarda albümin görülür.
Mümkün olduğu kadar süt içmeli, patates haşlaması ile muhallebiyi sofradan eksik etmemelidir.
Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle terk edilmeli; kahve ve fazla miktarda su içilmemelidir. |
Albüminüri
İdrarda, albümin bulunmasına; Tıp dilinde Albüminüri; halk arasında ise, aktutma denir.Bir çok hastalıklarda, özellikle Böbrek hastalıklarında, idrarda albümin görülür.Mümkün olduğu kadar süt içmeli, patates haşlaması ile muhallebiyi sofradan eksik etmemelidir.Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle terk edilmeli; kahve ve fazla miktarda su içilmemelidir. |
Antinükleer antikorlar
Üretildikleri organizma hücrelerinin çekirdeklerine karşı tepki gösteren özantikorlar. |
Ayak burkulması
Yürürken, koşarken veya atlarken ayak kaslarının beklenmedik bir durumla karşılaşması sonucu görülür. Burkulmadan hemen sonra ağrı, şişme ve morarma olabilir. |
Ayak burkulması
Yürürken, koşarken veya atlarken ayak kaslarının beklenmedik bir durumla karşılaşması sonucu görülür. Burkulmadan hemen sonra ağrı, şişme ve morarma olabilir. |
Aybaşı kanamasının uzun sürmesi
Normal aybaşı kanaması 2-7 gün devam eder. Bazı kimselerde bu süre uzar. O zaman rahimde ur veya kist olduğundan, yumurtalıkların üşütülmüş olmasından, sinir veya kalp hastalığından şüphe edilir. Tedaviye geçmeden önce esas nedeni bulmak gerekir. Önemli bir durum yoksa aşağıdaki reçetelerden arzu edilen uygulanır. |
Antistreptohiyaluronidaz litresi
Üst solunum yolu enfeksiyonlanndan ve romatizma! hastalıktan sorumlu olan A grubu beta hemolitik strep-tokoklann ürettiği hücre dışı bir enzime (hiyaloroni-daz) karşı oluşan antikorların kandaki düzeyi. |
Azotüri
İdrarda protein kaynaklı olmayan azot düzeyi. |
Böğür kemiği
Böğür kemiği (iliyum), oturga kemiği (iskiyon) ve çatı kemiği (pubis) adı verilen üç ayrı kemik yapısının birleşmesinden oluşan leğen kemiği. |
Beyin-omurilik engeli
Bazı maddelerin kandan beyin-omurilik sıvısına geçişini belirli ölçülerde önleyen fizyolojik engel; kan-beyin engeli. |
Beyin-omurilik iltihabı
ensefalomiyelit |
Beyin-omurilik sıvısı (likör)
Merkez sinir sisteminde örümceksizann altında yer alan aralıkları ve beyin boşluklannı dolduran renksiz sıvı. |
Beyin-omurilik sıvısı incelemesi
Beyin karıncıklarının, beyinle beyin zarları arasındaki boşluğun ve omurilikle beyin zarları arasındaki boşlukta bulunan beyin-omurilik sıvısının çeşitli özelliklerinin laboratuvar koşullarında incelenmesi. |
Bifurkasyon
İki dala ayrılma yeri. |
Balgam kaiturü
Orta ve alt hava yollarından gelen, tükürükle karışmamış akciğer salgısının uygun besiyerine ekilerek bronş-akciğer enfeksiyonlarından sorumlu olan mikroorganizmanın kesin olarak belirlenmesi. |
Balgamlı öksürük
Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya tüberküloz'un bir işareti olabilir.Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. |
Bilurubinemi
Kanda bulunan bilubin düzeyi |
Bilurubinüri
İdrarda bulunan bilurubin düzeyi |
Bilurübin
Karaciğer, kemik iliği ve dalakta hemoglabinin yıkımına uğramasıyla ortaya çıkan safra piğmenti |
Barbitüratlar
Sinir sistemini uyuşturucu etkileri olan maddelerdir. |
Bilüribin
Hemoglobinin yıkılmasından açığa çıkan kırmızı boya. |
Barbitüratlar
Sinir sistemini uyuşturucu etkileri olan maddelerdir. |
Bilüribinemi
Kanda bilüribinin artması. |
Bisturi
Laboratuarda kullanılan keskin bıçak. |
Bistüri
Laboratuarda kullanılan keskin bıçak. |
Basur
Son bağırsakta bulunan siyah kan damarlarının genişleme, şişme ve kanamalarına; halk arasında basur, tıp dilinde hemoroid denir. Başka bir hastalığın da belirtisi olabilir. Kabızlık, hamilelik, şişmanlık, soğuk yerlerde fazla oturma, alkol alışkanlığı ve son bağırsaklardaki bazı hastalıklar, basura neden olur. Basurlar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır. İç basur; makatın içinde meydana gelen basurlara verilen isimdir. Dış basur; makatın dışında, küçük, yuvarlak, eflatuni renkte tümörlerdir.Tedavide ilk şart, kabızlığı gidermektir. |
Basur
Son bağırsakta bulunan siyah kan damarlarının genişleme, şişme ve kanamalarına; halk arasında basur, tıp dilinde hemoroid denir. Başka bir hastalığın da belirtisi olabilir.
Kabızlık, hamilelik, şişmanlık, soğuk yerlerde fazla oturma, alkol alışkanlığı ve son bağırsaklardaki bazı hastalıklar, basura neden olur. Basurlar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır.
İç basur; makatın içinde meydana gelen basurlara verilen isimdir. Dış basur; makatın dışında, küçük, yuvarlak, eflatuni renkte tümörlerdir.
Tedavide ilk şart, kabızlığı gidermektir. |
Burdach demeti
Omuriliğin akmaddesinin arka bölümü boyunca uzanan lif demetleri. |
Burkulmalar
El ve ayak bilekleri herhangi bir kaza sonucu burkulabilir. Bu gibi durumlarda, bilekte ağrı ve şişme görülür. Yapılacak ilk iş, burkulan yeri rahat bir duruma sokmaktır. |
Burkulmalar
El ve ayak bilekleri herhangi bir kaza sonucu burkulabilir. Bu gibi durumlarda, bilekte ağrı ve şişme görülür. Yapılacak ilk iş, burkulan yeri rahat bir duruma sokmaktır. |
Bursa
Tıpkı eklemde olduğu gibi bir sinoviyal membran ile döşeli olan bir bağ dokusu kesesi. Bursalar sürtünmeyi azaltırlar, parçaların birbirine sürtündüğü yerlerde, örneğin tendonların ya da ligamentlerin kemiklerin üzerinden geçtiği yerlerde bulunurlar. Bununla birlikte, normal dışı bir basınç ya da sürtünmeye yanıt olarak da oluşabilirler. |
Bursa (kese)
Farklı kaynaklan, özellikleri ve anlamlan olan kese biçiminde anatomik oluşumlar. |
Bursit
Bursanın inflamasyonudur. Nedeni bazen infeksiyon ya da romatizmal bir hastalık olabilir, ama sıklıkla basınç, sürtünme ya da diğer hasarların sonucudur. Bursit bazen belli bir meslekten ileri gelen aşınma ya da yırtılmalara bağlı olarak oluşabilir, örneğin temizlikçi dizi gibi. Bursitte ağrı ve hassasiyet olur, bazen komşu olduğu eklemde hareket kısıtlılığı oluşur. Nedeni infeksiyon olmadığı zaman, tedavi genellikle istirahat ve kortikosteroid enjeksiyonudur. |
Bursit (kesecik iltihabı)
Kirişler arasında, kemiklerin yüzeyinde ya da birbirleri üzerinde bulunan kasların arasındaki bir ya da daha çok seröz keseciğin iltihabı. |
Burun
Koku alıcılarını İçeren, solunum yollarının başlangıcı olan ve titreşim odacığı işlevi görerek çıkartılan seslere dolgunluk kazandıran iki göz arasındaki çıkıntılı yapı. |
Burun ahtapotu
Burunda et büyümesinden kaynaklanan bu hastalığa tıp dilinde adenoid ve polip denir. Hastanın burnundan soluması güçleşir. Daha çok ağzından nefes alıp verir. |
Burun akıntısı
Burun akıntısının nedeni; nezle, saman nezlesi, sinüzit, müzmin nezle, alerjik burun iltihabı veya burna herhangi birşey kaçmış olmasıdır. Ayrıca kızamık başlangıcında da görülür. |
Burun akıntısı
Burun akıntısının nedeni; nezle, saman nezlesi, sinüzit, müzmin nezle, alerjik burun iltihabı veya burna herhangi birşey kaçmış olmasıdır. Ayrıca kızamık başlangıcında da görülür. |
Burun endeksi (nazal endeks)
Burnun uzunluğu ve genişliği arasındaki oran. |
Burun kanaması
Burun kanamaları yaş ve cinsiyet ayırımı yapmaksızın tüm insanlarda görülebilmektedir. Burun kanamaları genellikle olduğundan daha tehlikeli gibi görünür, nadir durumlarda da hayati tehlike yaratabilir.
Belirtiler
Ön burun kanamaları burun ön kısmından gelen kanamalardır. Ayakta duran yada oturan kişide burun deliğinden akan kanama şeklinde kendini gösterir. Arka kanama: Burun arkasından olan kanamadır. Kanama genize doğrudur. Otururken veya ayakta dururken bile kanama boğaza doğru olur. Hasta sırt üstü yattığında ön kanama bile olsa her iki yönde kanama olabilecektir.
Tanı
Tanı öykü ve klinik bulgularla ve tetkiklerle konur.
Tedavi
Siz ya da çocuğunuzda ön burun kanaması varsa şunları uygulayınız:
· |
Burun kanaması (rinoraji)
Burundan kan gelmesi. Çok sık görülen bir durumdur. |
Burun kemiği
İki göz arasında, burun kökünü oluşturacak biçimde iki yanlı yerleşmiş dörtgen biçimli küçük kemik. |
Burun kökü (nazyon)
Alın kemiği ile iki burun kemiği arasındaki birleşme çizgisinin ortasında yer alan kranyometrik nokta. |
Burun tıkanıklığı
Saman nezlesi ve sinüzitte görüldüğü gibi, başka bir hastalığın da belirtisi olabilir. |
Burun tıkanıklığı
Saman nezlesi ve sinüzitte görüldüğü gibi, başka bir hastalığın da belirtisi olabilir. |
Büirubinüri
İdrarda bulunan bilirubin düzeyi, tdrar normal olarak çok az miktarda direkt, yani gliküronik asite bağlı bilirubin içerir. |
Bürker kamerası
Kandaki şekilli cisimlerin (alyuvarlar, akyuvarlar, trom-bositler) mikroskopla sayımında kullanılan aygıt. |
Churg-strauss hastalığı/sendromu
Nadir rastlanan bir vaskülit formu. |
Churg-strauss sendromu**
Nadir rastlanan bir vaskülit formu. |
Cpap(contınıous posıtıve aırway pressure)
Hava yoluna sürekli basınç anlamına gelir. CPAP ile akciğerlerin genişlemesi sağlanarak solunuma yardım edilebilmektedir. |
Cnürezi
Üç-dört yaşından sonra devam eden İstemsiz idrar kaçırma. |
Çamur tedavisi
Deriye çamur uygulanmasının vücut üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanmak amacıyla uygulanan tedavi biçimi. |
Çürükler
Cilt yırtılmadan altındaki bir kılcal damarda görülen kanama halk arasında çürük denir. Tıp dilinde ise ekimoz denir. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş, çürüğün üzerine soğuk su ile kompres yapmaktır. |
Çıban (furonkül)
Bİr kıl kökünün ve bunun salgı bezinin akut irinli iltihabı. |
Çürükler
Cilt yırtılmadan altındaki bir kılcal damarda görülen kanama halk arasında çürük denir. Tıp dilinde ise ekimoz denir. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş, çürüğün üzerine soğuk su ile kompres yapmaktır. |
Diş çürükleri
Dişin inorganik maddesinin mineral yapısını yitirmesi ve organik Örtüsünün de erimesiyle diş yüzeyindeki hastalık sürecinin derin dokulara kadar yayılması. |
Diüretikler
İdrar çıkışım artıran maddeler, îdrar söktürücüler olarak da bilinir. |
Diürez
24 saatte çıkartılan idrar miktarı. |
Dısuri
İdrarın güçlükle, ağrılı ve gecikerek yapılması. |
Dışkıda oksiyür aranması
Genellikle çocukların bağırsaklarında bulunan oksiyür tanısı |
Doğurganlık
Belirli bir zaman aralığı içinde gerçekleşen doğum sayısı, istatistikte doğurganlık indeksi adı verilen ve doğurganlık sürecinin çeşitli yönlerini niceliksel olarak belirleyen birtakım oranlar kullanılır. |
Dupuytren kontraktürü
Avuç içi ve parmakların ağrısız bir hastalığı. Sadece cilt nodüllerine neden olabileceği gibi parmakların avuç içine doğru kasılmış olarak kalmasına neden olacak kadar da ilerleyebilir. |
Dura mater (sertzar)
Sıkı bir bağdokudan oluşan, merkez sinir sistemindeki yapılan (beyin ve omurilik) örten zar. |
Duramater
Omurilik ve beyni örten dış zar. |
Deri kuruluğu
Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir. |
Deri Kuruluğu
Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir. |
Dürtü
Tabiatta bulunan, doğuştan gelen davranış özelliği olup çevreden gelen uyarıcılara tepki göstermek. |
Disüri
İdrarın güçlükle, ağrılı ve gecikerek yapılması. |
Elektroşirürji
Elektrik akımı kullanılarak gerçekleştirilen cerrahi girişim yöntemlerine verilen genel ad. |
Eferent (götürücü)
Belli bir organa ya da yapıya göre merkezden çevreye doğru giden kan damarı, lenf daman, sinir gibi oluşumları niteleyen terim. |
Epidural
Bu terim sıklıkla vücudun alt yarısını uyuşturmak için omurilikteki sinirlerin etrafına yapılan enjeksiyon için kullanılır. Işlemin tam adı epidural blokajdır. |
Epikranyal aponevroz (galea aponeurotica)
Alın kaslarıyla artkafa kaslarını birleştiren ince, lifsi |
Erotizm
Üremenin doğal amacından farklı bir cinsel uyarılma duyma, başka bir deyişle cinsel istekleri yüceltme. |
Eşeyli üreme
Farklı iki eşey hücresinin birleşmesiyle bir canlı oluşması. |
Eşeysiz üreme
Bir canlının özelleşmiş üreme hücrelerini meydana getirmeden tıpatıp atasına benzer canlıların oluşmasını sağlayan üreme şeklidir. |
Elektrobisturi
Yalıtılmış bir sap üzerine takılmış elektrottan oluşan alet; yüksek frekanslı elektrik akımı aracılığıyla dokuların kesilmesini ve kılcal damarların yakılarak dokularda kesiye bağlı kanamanın durdurulmasını sağlar. |
Etmoit kemik (kalburcu kemik)
Kafanın ortada, tek ve simetrik kemiği. |
Fibrinüri
İdrarda fidrin çıkması. |
Fovea (çukur)
Gözün ağtabakasında sarı leke olarak tanımlanan bölgenin çukurlaşmış orta kesimi. |
Fenilketonuri
Kalıtım yoluyla geçen zeka ve gelişim geriliiği yapan bir metobolizma hastalığıdır. |
Frotman (sürtünme sesi)
Normalde birbiri üzerinde kayan iki seröz yüzey (örneğin plevra, perikart ya da periton zan) |
Frozen sectîon (dondurulmuş kesit)
Dondurulmuş dokudan mikrotomla kesilen örneğin hemen mikroskopla incelenmesine dayanan ve özellikle ameliyat sırasında başvurulan biyopsi yöntemi. |
Früktozüri
Früktokinaz enzimi yetmezliğine bağlı olarak früktozun hücre tarafından alınamaması sonucunda idrarla çıkması. |
Furonküloz
Tek ya da çok sayıda çıbanın vücudun çeşitli bölgelerinde sık sık yinelenmesi ya da süreklilik kazanması. |
Galaktozüri
Gebelerde idrarla galaktoz çıkması. |
Galaktüri
İdrarın süt görünümünde çıkması. |
Görme kusurları
Gözün kırma gücünün kusurlu olmasından kaynaklanan görme bozuklukları. |
Glikozüri
idrarda glikoz bulunması |
Genital organlar
Üreme organları |
Gonad
Üreme hücrelerini meydana getiren üreme organları. |
Hipersürrenalizm
Böbreküstü bezi kabuğu hormonlarından birinin ya da birkaçının asm salgılandığı patolojik durum. |
Henoch-schönlein purpurası
Çocukluk çağının en sık rastalanan vaskülit (damar iltihaplanması) tipi (erişkin yaşta da görülebilir), çoğunlukla geçici bir hastalıktır ve büyük eklemlerde artrit ve sindirim sistemine ait bulgularla seyreder, bacakların alt kısmında ve kalçalarda iltihaplı kapillerlerin (kılcal damar) cilt içine kanamasıyla oluşan mor renkli cilt döküntüleri vardır. |
Hiperürisemi
Kanda ürik asit artışı. |
Hipostenüri
İdrarın Özgül ağırlığının normalin altında olması. |
Hiposürrenalizm
Böbreküstü bezlerinin etkinliğinde azalmayla beliren patolojik durum; böbreküstü bezi yetmezliği |
Hidroüreter
Bir ya da her iki idrar borusunun çapındaki artışla beliren patolojik durum; |
Hematüri
İdrarda kan bulunması |
Hemisfer (yarıküre)
Anatomide merkezi sinir sisteminin bölümlerini, özellikle beynin (beyin yarıküreleri) ve beyinciğin (beyincik yarıküreleri) simetrik parçalarım tanımlamak için kullanılan terim. |
Hemokültür
Kanında mikrop bulunduğu düşünülen bir enfeksiyon hastasından alınan kan örneğinin uygun besiyerine ekilerek mikroorganizmanın üretilmesi. |
Hiperkortikosürrenalizm
Böbreküstü bezlerinin aşın çalışması. Bak. hipersürrenalizm. |
Dupuytren kontraktürü
Avuç içi ve parmakların ağrısız bir hastalığı. Sadece cilt nodüllerine neden olabileceği gibi parmakların avuç içine doğru kasılmış olarak kalmasına neden olacak kadar da ilerleyebilir. |
Dura mater (sertzar)
Sıkı bir bağdokudan oluşan, merkez sinir sistemindeki yapılan (beyin ve omurilik) örten zar. |
Duramater
Omurilik ve beyni örten dış zar. |
Deri kuruluğu
Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir. |
Deri Kuruluğu
Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir. |
Dürtü
Tabiatta bulunan, doğuştan gelen davranış özelliği olup çevreden gelen uyarıcılara tepki göstermek. |
Disüri
İdrarın güçlükle, ağrılı ve gecikerek yapılması. |
Elektroşirürji
Elektrik akımı kullanılarak gerçekleştirilen cerrahi girişim yöntemlerine verilen genel ad. |
Eferent (götürücü)
Belli bir organa ya da yapıya göre merkezden çevreye doğru giden kan damarı, lenf daman, sinir gibi oluşumları niteleyen terim. |
Epidural
Bu terim sıklıkla vücudun alt yarısını uyuşturmak için omurilikteki sinirlerin etrafına yapılan enjeksiyon için kullanılır. Işlemin tam adı epidural blokajdır. |
Epikranyal aponevroz (galea aponeurotica)
Alın kaslarıyla artkafa kaslarını birleştiren ince, lifsi |
Erotizm
Üremenin doğal amacından farklı bir cinsel uyarılma duyma, başka bir deyişle cinsel istekleri yüceltme. |
Eşeyli üreme
Farklı iki eşey hücresinin birleşmesiyle bir canlı oluşması. |
Eşeysiz üreme
Bir canlının özelleşmiş üreme hücrelerini meydana getirmeden tıpatıp atasına benzer canlıların oluşmasını sağlayan üreme şeklidir. |
Elektrobisturi
Yalıtılmış bir sap üzerine takılmış elektrottan oluşan alet; yüksek frekanslı elektrik akımı aracılığıyla dokuların kesilmesini ve kılcal damarların yakılarak dokularda kesiye bağlı kanamanın durdurulmasını sağlar. |
Etmoit kemik (kalburcu kemik)
Kafanın ortada, tek ve simetrik kemiği. |
Fibrinüri
İdrarda fidrin çıkması. |
Fovea (çukur)
Gözün ağtabakasında sarı leke olarak tanımlanan bölgenin çukurlaşmış orta kesimi. |
Fenilketonuri
Kalıtım yoluyla geçen zeka ve gelişim geriliiği yapan bir metobolizma hastalığıdır. |
Frotman (sürtünme sesi)
Normalde birbiri üzerinde kayan iki seröz yüzey (örneğin plevra, perikart ya da periton zan) |
Frozen sectîon (dondurulmuş kesit)
Dondurulmuş dokudan mikrotomla kesilen örneğin hemen mikroskopla incelenmesine dayanan ve özellikle ameliyat sırasında başvurulan biyopsi yöntemi. |
Früktozüri
Früktokinaz enzimi yetmezliğine bağlı olarak früktozun hücre tarafından alınamaması sonucunda idrarla çıkması. |
Furonküloz
Tek ya da çok sayıda çıbanın vücudun çeşitli bölgelerinde sık sık yinelenmesi ya da süreklilik kazanması. |
Galaktozüri
Gebelerde idrarla galaktoz çıkması. |
Galaktüri
İdrarın süt görünümünde çıkması. |
Görme kusurları
Gözün kırma gücünün kusurlu olmasından kaynaklanan görme bozuklukları. |
Elektrobisturi
Yalıtılmış bir sap üzerine takılmış elektrottan oluşan alet; yüksek frekanslı elektrik akımı aracılığıyla dokuların kesilmesini ve kılcal damarların yakılarak dokularda kesiye bağlı kanamanın durdurulmasını sağlar. |
Etmoit kemik (kalburcu kemik)
Kafanın ortada, tek ve simetrik kemiği. |
Fibrinüri
İdrarda fidrin çıkması. |
Fovea (çukur)
Gözün ağtabakasında sarı leke olarak tanımlanan bölgenin çukurlaşmış orta kesimi. |
Fenilketonuri
Kalıtım yoluyla geçen zeka ve gelişim geriliiği yapan bir metobolizma hastalığıdır. |
Frotman (sürtünme sesi)
Normalde birbiri üzerinde kayan iki seröz yüzey (örneğin plevra, perikart ya da periton zan) |
Frozen sectîon (dondurulmuş kesit)
Dondurulmuş dokudan mikrotomla kesilen örneğin hemen mikroskopla incelenmesine dayanan ve özellikle ameliyat sırasında başvurulan biyopsi yöntemi. |
Früktozüri
Früktokinaz enzimi yetmezliğine bağlı olarak früktozun hücre tarafından alınamaması sonucunda idrarla çıkması. |
Furonküloz
Tek ya da çok sayıda çıbanın vücudun çeşitli bölgelerinde sık sık yinelenmesi ya da süreklilik kazanması. |
Galaktozüri
Gebelerde idrarla galaktoz çıkması. |
Galaktüri
İdrarın süt görünümünde çıkması. |
Görme kusurları
Gözün kırma gücünün kusurlu olmasından kaynaklanan görme bozuklukları. |
Glikozüri
idrarda glikoz bulunması |
Genital organlar
Üreme organları |
Gonad
Üreme hücrelerini meydana getiren üreme organları. |
Genital organlar
Üreme organları |
Gonad
Üreme hücrelerini meydana getiren üreme organları. |
Hipersürrenalizm
Böbreküstü bezi kabuğu hormonlarından birinin ya da birkaçının asm salgılandığı patolojik durum. |
Henoch-schönlein purpurası
Çocukluk çağının en sık rastalanan vaskülit (damar iltihaplanması) tipi (erişkin yaşta da görülebilir), çoğunlukla geçici bir hastalıktır ve büyük eklemlerde artrit ve sindirim sistemine ait bulgularla seyreder, bacakların alt kısmında ve kalçalarda iltihaplı kapillerlerin (kılcal damar) cilt içine kanamasıyla oluşan mor renkli cilt döküntüleri vardır. |
Hiperürisemi
Kanda ürik asit artışı. |
Hipostenüri
İdrarın Özgül ağırlığının normalin altında olması. |
Hiposürrenalizm
Böbreküstü bezlerinin etkinliğinde azalmayla beliren patolojik durum; böbreküstü bezi yetmezliği |
Hidroüreter
Bir ya da her iki idrar borusunun çapındaki artışla beliren patolojik durum; |
Hematüri
İdrarda kan bulunması |
Hemisfer (yarıküre)
Anatomide merkezi sinir sisteminin bölümlerini, özellikle beynin (beyin yarıküreleri) ve beyinciğin (beyincik yarıküreleri) simetrik parçalarım tanımlamak için kullanılan terim. |
Hemokültür
Kanında mikrop bulunduğu düşünülen bir enfeksiyon hastasından alınan kan örneğinin uygun besiyerine ekilerek mikroorganizmanın üretilmesi. |
Hiperkortikosürrenalizm
Böbreküstü bezlerinin aşın çalışması. Bak. hipersürrenalizm. |
Hyaluronıc asit
Cilt bakımı ürünlerinde iyi bir su birleştirici olarak kullanılan cilt dokulsu bileşeni. |
İdrar çıkışının durması
anüri |
İdrar kültürü
idrarda bulunan mikropların besiyerinde çoğaltılarak tanınmasını sağlayan inceleme yöntemi. |
İndakanüri
İdrarla indakan çıkarılması, îndakanın kandaki düzeyiyle doğrudan orantılıdır (bak. indakanemi). |
İsküri
İdrarın, İdrar akım yollarında oluşan engeller nedeniyle boşaltılamamasından dolayı idrar kesesinde birikmesi. |
İmmatürite
Pediyatride dölütün tam olgunlaşmadan doğması. |
Kaburga
Omurganın iki tarafından başlayarak önce yanlara, sonra da öne doğru İlerleyen ve göğüs kemiğine doğru dönerek bir yay çizen yassı kemiklerin her biri. |
Kontraktür
Bir ya da daha fazla kas grubunun kalıcı ve sürekli kasılmasıyla nitelenen patolojik durum; kas sertliği. |
Kalp durması
Kalbin kasılma etkinliğinin durması. |
Koprokültür
Dışkıdan alman bir örnekle bazı bağırsak hastalıklarından sorumlu mikropların (örneğin salmonella, şigella, vibriyonlar) araştırılması işlemi. |
Ketonüri
Idrarla keton çıkarılması. |
Kalp üfürümü
Normal kalp seslerine ek olarak duyulan bir ses. Bu ses önemsiz olabileceği gibi, bir kalp hastalığının da belirtisi olabilir. |
Kalsiyüri
İdrarla günlük olarak atılan kalsiyum miktarı. |
Kan tükürmek
Tıp dilinde hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir hastalığın habercisidir. Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral darlığı veya zatürreeden şüphelenilir. Ancak dişeti kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda olabilir. Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup, oturtulur. Vakit kaybetmeden doktor çağrılır. |
Kan Tükürmek
Tıp dilinde hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir hastalığın habercisidir. Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral darlığı veya zatürreeden şüphelenilir.
Ancak dişeti kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda olabilir. Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup, oturtulur. Vakit kaybetmeden doktor çağrılır |
Kanatlı kürek kemiği
Kürek kemiğinin anormal ve özel bir biçimi. |
Kortikosürrenal hormonlar
Böbreküstü bezinin korteksinden salgılanan, 19 ve 21 karbon atomlu, steroit yapısındaki hormonlar. |
Kortizon türü ilaçlar
Prednizon türevleri (örneğin Prednol), deksametazon (örneğin Dekort). |
Kraurosis (gevreme)
45-55 yaşlan arasında, genellikle menopoz sonrasında ortaya çıkan, vulvanın (kadın cinsellik organının dış kısmı) özgül hastalığı. |
Kardiyoşirürji
Başka bir yöntemle tedavisi olanaksız kalp ve büyük damar hastalıklannın cenahi olarak tedavi edilmesiyle uğraşan tıp dalı. |
Kurdeşen
Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir. Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz kaşıntılarla kendini gösterir. Ciltte görülen küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra şişebilir. Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de uzun süre devam eder.Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede heyecanlamadır. |
Kurdeşen
Tıp dilinde Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir. Ciltte aniden başlayan ve birkaç saat süren dayanılmaz kaşıntılarla kendini gösterir. Ciltte görülen küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra şişebilir.
Bu belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de uzun süre devam eder. Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı ilaçlar veya aşırı derecede heyecanlamadır. |
Kurşun ölçümü
Mesleki kurşun zehirlenmesini (boya, akümülatör, kurşun eşya yapımında çalışan işçilerde) belirlemek için yapılan Ölçüm; 24 saatlik idrarda ya da kanda yapılır. |
Kurşun zehirlenmesi (satümizm)
Daha çok mesleki nedenlerden kaynaklanan bir tür zehirlenme. |
Kuru buz
Karbon dioksitîn genleştirildikten sonra hızla soğutul-masıyla elde edilen madde. |
Kuru öksürük
Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru öksürüktür. |
Kuruma
Vücudun önemli miktarda sıvı yitirdiği hastalık durumu. |
Kusturucular (emetikler)
Organizmaya zarar vermeden kusmayı uyaran ilaçlara verilen ad. |
Kolüri
İdrarda safra bulunması. |
Kültür
Ateş/infeksiyon anında neden olan mikroorganizmanın (bakteri) tespiti için alınan kan, boğaz, idrar, dışkı örneklerinde yapılan ve etkili antibiotikleri de (infeksiyonlara karşı kullanılan ilaçlar) gösteren testler. |
Kürek kemiği (skapula)
Göğüs kafesinin arkasında, omurların sağ va sol dış yanlarında yer alan çok yassı bir kemik. |
Komissür
Özellikle merkez sinir sistemi anatomisinde, bu sistemin simetrik bölümlerini birleştiren yapıların ortak adı |
Küret
Çeşitli patolojik nedenlerle gelişen ve normal iyileşme ve yenilenme süreçlerini engelleyen doku parçacıklarını vücudun çeşitli bölgelerinden temizlemek İçin kullanılan cerrahi alet. |
Komissürotomi
Doğal koşullar ya da iltihaplı hastalıklar sonucunda kalp kapakçıklarının kenarları birbirine yapıştığında ve normal kan akışı engellendiğinde uygulanan cerrahi girişim. |
Küretaj
Yaraların cerrahi olarak temizleme yöntemi. |
Küriterapi
Günümüzde az kullanılan radyum ile tedavi yöntemi (bak. radyoterapi). |
Kürtaj
Küretajın kelime anlamı kazımaktır. Ama burada adı geçen Kürtaj halk arasında, küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahele ile alınması kastedilmektedir. Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir. Yani rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmeside kürtaj olarak adlandırılır. |
Laringofissür
Gırtlak boşluğuna girişi sağlayan cerrahi girişim. |
Ligatür
Cerrahide, sürekliliği bozulmak istenen kan daman, lenf daman ya da kanal gibi bir yapıyı bağlama işlemi. |
lbüminüri
İdrarda, albümin bulunmasına; Tıp dilinde Albüminüri; halk arasında ise, aktutma denir.
Bir çok hastalıklarda, özellikle Böbrek hastalıklarında, idrarda albümin görülür.
Mümkün olduğu kadar süt içmeli, patates haşlaması ile muhallebiyi sofradan eksik etmemelidir.
Baharatlı yiyecekler, biber, turşu ve tuz kesinlikle terk edilmeli; kahve ve fazla miktarda su içilmemelidir. |
Miyelokültür
Bir iğne aracılığıyla elde edilen, kemik İliğinin (genellikle göğüs kemiği) çeşitli kültür ortamlarına ekilmesiyle yapılan inceleme. |
Mentizm (kuruntu)
Zihnin sürekli art arda gelen düşüncelerle dolması. |
Miyoglobinüri
idrarda miyoglobin varlığıyla ortaya çıkan hastalık. |
Moısturızer
Nemlendirici. |
Mastürbasyon
Kişinin kendi kendini elle uyararak cinsel yönden tatmin etmesi. |
Mcburney noktası
Ön üst böğür dikenini göbeğe birleştiren çizginin 1/3 sağ dışında bulunan nokta. |
Mikroalbüminürinin saptanması
idrarda, reaktif çubuk testi gibi klasik yöntemlerle belirlenemeyecek kadar az miktarda bulunan albüminin varlığının saptanması işlemi. |
Mürmür veziküler
Her solunum hareketi sırasında havanın akciğer keseciklerine girip çıkarken oluşturduğu ses. |
Megaüreter
Bir ya da her İki idrar borusunun anormal ölçüde genişlemesiyle ortaya çıkan patolojik durum |
Nefroüreterektomi
Böbrekle birlikte idrar borusunun da cerrahi girişimle çıkarılması. |
Nöbet şeklinde gelen öksürük
Bu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür. |
Natriyüri
İdrarla dışarı atılan günlük sodyum miktan. |
Nöroşirurji
Beyin cerrahisi. |
Nöroşirürji
Beyin cerrahisi. |
Omur (vertebra)
Omurgayı oluşturan 33 kemikten her birine verilen ad. |
Omurga (vertebral kolon)
İskeletin gövdeyi taşıyan ekseni. |
Omurilik
Omurga içerisinden geçen sinirsel doku |
Omurilik sinirleri
Omurilikten çıkan ön ve arka köklerin birleşmesiyle oluşan ve sonra omurlar arası delikler yolu ile omurga kanah dışına çıkan 31 çift sinir içlerinde hareket, duyu ve sempatik (bak. sempatik sistem) lifler yer alır. |
Omurlar arası disk
Alt alta yer alan iki omur gövdesi arasındaki kıkırdaksı bağdoku yapısı. |
Obtürasyon
Uygun biçimde hazırlanmış diş oyuğunun, daha sonra diş yüzeyinin biçimini alacak biçimde doldurulması ve kapatılması işlemi. |
Oksalüri
İdrarda oksalik asit bulunması. |
Oksiyür (kılkurdu)
Pek çok hayvanın körbağırsak ve kalınbağırsağında bulunan ipliksolucanlar grubundan kurtçuklar, insanda bulunan tek bir türü vardır. |
Oksürük
Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür 3 grupta toplanır.
- Kuru öksürük
Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru öksürüktür.
- Nöbet şeklinde gelen öksürükBu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür.
- Balgamlı öksürük
Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya tüberkülozun bir işareti olabilir.
Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. |
Oturga kemiği (iskiyon)
Böğür kemiği(*) ve pubis(*) ile birlikte leğeni oluşturan kemik. |
Oturma banyosu
Hastanın, baldırları ve apış arası bölgesi, akan ya da durağan su içinde kalacak biçimde oturarak yaptığı banyo. |
Ovaryum (yumurtalık)
Kadın üreme organlarındandır. İki tanedir. Östrojen ve progesteron hormonu oluşumunu ve yumurtanın gelişimini sağlamaktadır. |
Oliguri
İdrarın normalden az çıkartılması |
Oligüri
İdrarın normalden az çıkartılması |
Öksürük
Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür 3 grupta toplanır. |
Öksürük
Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür 3 grupta toplanır.
- Kuru öksürük
Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru öksürüktür.
- Nöbet şeklinde gelen öksürükBu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür.
- Balgamlı öksürük
Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya tüberkülozun bir işareti olabilir.
Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. |
Öksürük kesiciler
Öksürüğü kesmek için kullanılan ilaçlar. |
Özürlü
Aileye, toplumsal çevreye ve çalışma yaşamına uyum sağlamayı engelleyen fiziksel, ruhsal ya da duyusal anomalisi olan kişi. |
Özürlü kemik oluşumu (osteogenez imperfekta)
Kemiklerin yanı sıra gözakı (sklera), içkulak, deri ve bağlan da etkileyen kalftsal bağdoku hastalığı. |
Pentozüri
Pentozun idrarla dışarı atılmasıyla ortaya çıkan ve doğuştan gelen şeker metabolizması hastalığı. |
Poliüri
Vücuttan 24 saatte atılan idrar miktarının 2 It'nin üzerinde olması. |
Pollaküri
24 saat içinde idrara çıkma sayısının geçici ya da kalıcı olarak artması. |
Peridural anestezi
Omurganın sertzar dışı boşluğuna yerel anestezik bir maddenin şırınga edilmesiyle uygulanan anestezi. |
Porfirinüri
idrarla porfirin(*) atılması. |
Prematürite
Gebeliğin tamamlanmasından önce (genelde 38. haftadan önce) doğan bebeğin içinde bulunduğu durum. |
Pruritus
Şiddetli kaşınma. |
Prurîtus (kaşıntı)
Deride kaşınma gereksinimi uyandıran, rahatsız edici özel duyu. |
Piyüri
İdrarda irin bulunması. |
Parotis (kulakaltı tükürük bezi)
Dışkulak yolunun altında, altçene köşesinin gerisindeki büyük tükürük bezi. |
Psikoşirürji
Psikozlan ve bazı başka zihinsel bozukluklan beyin cerrahisi yöntemleriyle tedavi etmeyi amaçlayan tıp dalı. |
Pleura
Akciğerleri saran iki katlı zar. Akciğer dış zarı. |
Pasteurella
Evcil hayvanlarda ve insanda birçok tehlikeli hastalığa yol açan çomak biçimli bakteri cinsi. |
Puerikültür
Gebelik sırasında dölütün her türlü zararlı etkiden korunmasıyla, doğumdan sonra ve çocukluk evresinde ise çocuğun düzenli bedensel ve ruhsal gelişmesi ile ilgilenen tıp dalı. |
Punkinje (purkyne hücreleri)
Beyincik kabuğunun orta katmanındaki sinir hücreleri. |
Pürin
Yapısında azot bulunan bir bileşik, parçalandığı zaman ürik asit oluşur. |
Pürülan
Cerahat içeren ya da oluşturan. |
Rekürens sinir
Sağ köprücükaltı atardamarı İle sol aort yayı karşısında vagus sinirinin ana gövdeden çıkan bir dalı. |
Poliüri
Vücuttan 24 saatte atılan idrar miktarının 2 It'nin üzerinde olması. |
Pollaküri
24 saat içinde idrara çıkma sayısının geçici ya da kalıcı olarak artması. |
Peridural anestezi
Omurganın sertzar dışı boşluğuna yerel anestezik bir maddenin şırınga edilmesiyle uygulanan anestezi. |
Porfirinüri
idrarla porfirin(*) atılması. |
Prematürite
Gebeliğin tamamlanmasından önce (genelde 38. haftadan önce) doğan bebeğin içinde bulunduğu durum. |
Pruritus
Şiddetli kaşınma. |
Prurîtus (kaşıntı)
Deride kaşınma gereksinimi uyandıran, rahatsız edici özel duyu. |
Piyüri
İdrarda irin bulunması. |
Parotis (kulakaltı tükürük bezi)
Dışkulak yolunun altında, altçene köşesinin gerisindeki büyük tükürük bezi. |
Psikoşirürji
Psikozlan ve bazı başka zihinsel bozukluklan beyin cerrahisi yöntemleriyle tedavi etmeyi amaçlayan tıp dalı. |
Pleura
Akciğerleri saran iki katlı zar. Akciğer dış zarı. |
Pasteurella
Evcil hayvanlarda ve insanda birçok tehlikeli hastalığa yol açan çomak biçimli bakteri cinsi. |
Puerikültür
Gebelik sırasında dölütün her türlü zararlı etkiden korunmasıyla, doğumdan sonra ve çocukluk evresinde ise çocuğun düzenli bedensel ve ruhsal gelişmesi ile ilgilenen tıp dalı. |
Punkinje (purkyne hücreleri)
Beyincik kabuğunun orta katmanındaki sinir hücreleri. |
Pürin
Yapısında azot bulunan bir bileşik, parçalandığı zaman ürik asit oluşur. |
Pürülan
Cerahat içeren ya da oluşturan. |
Rekürens sinir
Sağ köprücükaltı atardamarı İle sol aort yayı karşısında vagus sinirinin ana gövdeden çıkan bir dalı. |
Rinofarinks (burun-yutak)
Kafa tabanıyla yumuşak damak arasında yer alan yutağın üst bölümü; burun kanalının yutağa bağlandığı bölge. |
Regurjitasyon
Yenilen yiyecek ve içeceklerin, kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi. |
Regürjitasyon
Yenilen yiyecek ve içeceklerin, kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi. |
Rüptür
Bir organ ya da dokunun yırtılması |
Solunum durması
Solunum hareketlerinin durması |
Sissür
Bir organın (örneğin karaciğer, akciğer, beyin) yüzeyinde bulunan ve onu lob adı verilen bölümlere ayıran uzun ve ince yarıkları belirtmek için kullanılan anatomi terimi. |
Sella turcica (türk eyeri)
Sfenoit(*) kemiğin üst yüzünde yer alan ve içine hipofİz bezinin yerleştiği eyer biçimli çöküntü. |
Sturge-weber sendromu
(a.k.a okulofasiyal anjiomatozis) - üst kapakta hemanjiom - konjenital glokom |
Surfaktan (surfactant)
Yeni doğanlarda veya RDS gelişme riski yüksek olanlarda kullanılan bir ilaçtır. Sürfaktan yetişkinlerde ve normal bebeklerin akciğerlerinde bulunan sabunsu bir maddedir. Akciğer fonksiyonuna yardımcı olur. Sürfaktan olmadan, hava kesecikleri çocuk nefesini verdiği zaman yapışma eğilimi gösterirler. Akciğerlerde sürfaktan üretimi hamilelik 34-36. haftaya ulaşmadan yeterli seviyeye ulaşamaz. Prematüre yeni doğanlar çoğunlukla yeterli sürfaktan üretemez, dolayısıyla ciddi nefes alma problemleri oluşur. |
Süpürasyon (irinlenme)
İltihaplı bir dokunun içinde İrin birikimiyle sonuçlanan patolojik süreç. |
Sürrenalektomi (adrenalektomi)
Tek ya da her iki böbreküstü bezinin alındığı cerrahi girişim. |
Sürrenatit
Böbreküstü bezlerine yerleşen iltihabi süreç. |
Süt mayası
Ürettikleri enzimlerle sütteki laktozu laktik asite dönüştüren çeşitli mikroorganizmalara verilen genel ad. |
Sütür
Birbirinden aynlmış dokulann kenarlannın yanaştınla-rak dikilmesiyle gerçekleştirilen cerrahi işlem. |
Şilüri
idrarda bağırsaktan gefen lenfin bulunması. |
Şurup
Bir şekerin (genellikle sakkaroz ya da glikoz) yoğun sulu çözeltisi. |
Trendelenburg pozisyonu
Ameliyat yatağına sırtüstü yatırılmış hastaya verilen Özel konum. |
Tiroid
Ürettiği tiroksin ve kalsitonin hormonları aracılığıyla, vücudun çalışma hızını kontrol eden ve kan kalsiyumu ile kemikler arasındaki dengenin sürdürülmesine katkıda bulun iç salgı bezi. |
Tek yumurta ikizleri
Tek bir yumurtanın bölünmesinden kaynaklanan ikizler. |
Tentür
Bitkisel ya da hayvansal ilaçların uygun eriticilerle ka-rıştırılmasıyla elde edilen sıvı preparat. |
Turgor
Bir organ ya da dokuda patolojik olmayan hacim artışı. |
Turnike
Kanamayı durdurmak için kol ya da bacak üzerina sarılarak sıkılan ber bandaj ya da diğer bir araç. |
Turnike testi
Kılcal damarlann duyarlılığını ölçmek amacıyla yapılan tanıya yönelik girişim. |
Tükürük
Tükürük bezlerinden salgılanan sıvı. |
Testis (yumurtalık) tutulumu
Erkek çocuklarda testislere saklanan lösemi hücrelerinin çoğalması ile şişme, hassasiyet ile giden ve hastalığın tekrarına neden olan durum. |
Tükürük bezleri
Ağız boşluğuna açılan dış salgıbezleri. Küçük ve büyük olmak üzere ikiye ayrılır. |
Tükürük incelemesi
Yenidoğanların hastalıklarında başvurulan bir laboratu-var tahlili. |
Tükürük salgılanması
Tükürük bezlerindekİ salgının ağız içine salgılanması. |
Ur
Vücudun herhangi bir yerinde görülen şişliklere halk arasında ur, tıp dilinde ise tümör denir. İyi huylu, kötü huylu ve iltihabi olmak üzere üç çeşidi vardır. |
Uranizm
Erkekte edilgen eşcinsellik |
Urasil
Yanlızca RNA yapısına katılan baz. |
Urolognia
Eşinin veya kendinin sidiğiyle oynamak. |
Uyluk kemiği (femur)
Uyluğun iskelet yapısını oluşturan, vücudun en geniş ve en hacimli kemiği. |
Uyurgezerlik
Tıp dilinde somnambülizm adı verilen bu hastalıkta hastanın şuuru uykuda olduğu halde, duyu organları uyanıktır. Belirtileri hastaya göre değişir. Bazıları uykularında gezer; bazıları ise uykularında konuşur, bağırır, el ve kol işareti yapar. Uyandıkları zaman da uykularında yaptıklarını hatırlamazlar.Daha çok ruhsal bir bozukluğun ifadesidir. Ayrıca başından yaralanmış olanlarda, kanlarındaki şeker oranı düşük veya beyin damarlarında sertleşme olanlarda da uyurgezerlik görülebilir. Bazı kimselerde ise genetiktir.Uykuda gezen hastaların devamlı olarak ailesi tarafından kontrol altında tutulması, başına gelecek herhangi bir kazayı önlemesi açısından faydalıdır. |
Uyuşturucu bağımlılığı
Belirli maddelerin genellikle alışkanlık nedeniyle gittikçe artan miktarlarda alınmasıyla belirlenen fiziksel ve ruhsal gereksinim. |
Uyuşturucular
Merkez sinir sistemi üzerinde etki gösteren çeşitli yapıdaki doğal ya da yapay maddelerin ortak adı. |
Üfürüm
Kalbin, atardamarlann ya da dışanyla İlişkili içi hava dolu boşlukların (gırtlak, solunum yolları, akciğerdeki oyuklar vb) dinlenmesiyle işitilebilen gürültü. |
Üretra
İdrarın dışarıya atılmasını sağlayan ve ıdrar torbasından sonraki idrar yoluna verilen isim. |
Ürisemi
Kandaki ürik asit içeriği. |
Üretra (siyek)
idrar kesesinin dış ortama açılmasını sağlayan idrar yollarının son bölümü. |
Ürobilin
Ürobilinojenin yükseltgenmesi (oksidasyon) sonucunda ortaya çıkan pigment. Bak. safra boyaları. |
Üretra salgısının incelenmesi
Üretra (siyek) salgısında Neisseria gonorrhoeae'nin (belsoğukluğu elkeni) varlığını lam üzerinde doğrudan belirlemeyi ve erken dönemde özgün tedaviye başlamayı sağlayan leknik. |
Ürobilinojen
Safrada bulunan bilinıbinİn flora bakterilerince yıkılmasıyla bağırsakta oluşan pigment. |
Üre
Memeli ve diğer hayvanlarda amino asitlerin yıkımı ile oluşan son ürün. |
Üretrit
Üretranın iltihabıdır. |
Ürobilinüri
İdrarda ürobilin(*) bulunması. |
Üre klirensi
Böbrek işlevlerini incelemede kullanılan bir inceleme (bak. üre). |
Üretrografi
Kontrast madde vererek üretrayı radyolojik olarak gö- rünebilir hale getirmeye dayanan tam yöntemi. |
Ürogenital
Genital ve idrar yolları sistemi ile ilgili. |
Üreme sistemi
Üreme işlevini yerine getiren, erkek ve dişi bireylerde farklı yapıda olan organ sistemi. |
Üretropati
Üreiradaki (siyek) patolojik süreçleri belirten genel terim. |
Ürogenital sistem
İdrar ve cinsiyetle ilgili organ ya da işlevlerin tümünü belirtmek için kullanılan terim. Bak. üreme sistemi; üri-ner sistem. |
Üremi
Kandaki üre oranının normalin üzerinde olması halidir. |
Üretroraji
Üretradan (siyek) kan gelmesi. |
Ürografi
Damardan kontrast madde verilerek böbrekler,idrar torbası ve idrar yollarının belirli zaman aralıkları ile filmlerinin çekilmesidir.Üriner sistem hakkında teşhis amaçlı yapılan işlemdir. |
Üremi
Karaciğerde meydana gelip, kan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir. Ürenin, idrarla dışarıya atılmayıp, vücutta kalmasından meydana gelen hastalığa da üremi denir. Nedeni, böbrek hastalıkları ve prostat büyümesidir.Hastada devamlı baş ağrısı, görme bulanıklığı, hıçkırık, gündüzleri uyuma ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk görülür. Vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın üşütmemesi, yorulmaması, düzenli beslenmesi, sigara veya alkolü bırakması gerekir. |
Üretroskopi
Üretrayı (siyek) ve İç oluşumunu doğrudan gözlemeye dayanan tanı yöntemi. |
Ürokinaz
idrarda bulunan ve plazminojeni plazmine çeviren enzim. |
Üreter
Böbreklerle idrar torbasını birleştiren, idrarın torbaya ulaşımını sağlayan tüptür.Her iki tarafta birbirinden bağlantısız olarak bulunur. |
Üretrotomi
Üretranın (siyek) cerrahi yöntemle açılması. |
Ürolitiyaz
îdrar yollarının herhangi bir bölgesinde taş oluşması. |
Üreter (idrar borusu)
Böbrek havuzunu idrar kesesine bağlayan 25-30 cm uzunluğunda tüp biçimli kanal. |
Üreyebilirlik
Biyolojik üreme yeleneği. |
Ürperme
Yaygın kas gruplarının, titremeye benzer biçimde ritmik ya da düzensiz, istemdışı kasılması. |
Üreterektomi
Ürelerin (idrar borusu) bir bölümünün ya da tamamının çıkarılmasına yönelik cerrahi girişim. |
Üridroz
Üremi(*) sırasında vücuttan çıkan ter |
Ürtiker
Ürtiker, derinin çesitli bölgelerinde geçici olarak (<24 saat) deriden kabarik, baklava dilimi gibi, bazen daha küçük kabartilar seklinde gözlenen dermatolojik bir hastaliktir. Göz, dudak, genital bölge gibi mukoza ya da yari mukozalarda sislik olusursa Anjioödem adini almaktadir. Bu son durum acil müdahale gerektiren bir durumdur. |
Üreterografi
Kontrast madde aracılığıyla üreterlerin (idrar boruları) radyolojik olarak görünür hale gelmesini sağlayan tanı yöntemi. |
Ürik asit
Vücut metabolizmasının son ürünlerinden bir. Eğer vücuttan çok az miktarda atılır ve birikirse gut hastalığına neden olabilir. |
Ürtiker (kurdeşen)
Sivilcemsi kızarık kabarcıkların ve şiddetli kaşıntının görüldüğü alerjik deri hastalığı. |
Üreterokolostomi
idrar kesesi İşlevini görmek üzere oluşturulan bağırsak bölümüne üreten (idrar borusu) bağlamak amacıyla uygulanan cerrahi girişim. |
Üriker
Deride aşırı histamin salınımına bağlı olarak ortaya çıkan şiddetli kaşıntı ve kırmızı kabartılar. |
Üreterosel
Üreterlerin (İdrar boruları) birinde ya da ikisinde uç bölümün kist biçiminde genişlemesiyle belirlenen doğumsal oluşum bozukluğu. |
Ürikozüri
İdrarda ürik asit ve ürat miktarının fazla olması. |
Üreterostomi
Çeşitli hastalıklarda üreterlerden (idrar borulan) birini ya da her ikisini ağızlaştırmak için uygulanan cerrahi girişim. |
Üreterotomi
Üreleri (idrar borusu) açmaya yönelik bir cerrahi girişim. |
Üriner sistem (boşaltım sistemi)
idrar yapımı ve atılmasıyla ilgili yapılann lümü. |
Virüs Zatürreesi
Virüslerin neden olduğu bir çeşit zatürreedir. Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı sonunda görülür. Lober pnömoniden daha hafif geçer. Hastalığın ateşi 39 dereceye kadar yükselir. Kendini son derece yorgun hisseder. Öksürüğü kuru fakat az balgamlıdır. Kol ve bacaklarında da ağrılar vardır. |
Yumurta
Dişi üreme hücresi.Dişi gamet hücresi |
Yumurtalık
Dişi eşey hücresi olan yumurtanın üretilerek olgunlaştırıldığı organ. |
Yumurtalık (Over) Kistleri
Hemen hemen her kadında hayatının bir döneminde yumurtalıklarında kist saptanabilir. Bu kistler genellikle bulgu vermezler ve tedavi dahi gerektirmezler. Genelde masum olmalarına rağmen halk arasında çok korkulacak bir hastalık olan over kistleri hep aynı türde değildir. Çok değişik türde hücre barındıran yumurtalık organı dokusu bir çok hormonun etkisi altındadır. Bu değişiklik türden hücreler çeşitli faktörlerin etkisi ile büyüyebilir ve kistleşebilir. Kistlerin içerdikleri hücre türüne bağlı olarak hormon veya benzeri maddeler salgılayabilir.
Vücutta bulunan hemen hemen bütün dokularda kist ortaya çıkabilir ancak yumurtalık dışındaki organların kistleri çok daha çabuk ve kolay belirti verebilir. Bunun nedeni diğer organlarda meydana gelen kistlerin bu organların fonksiyonlarını bozmalarıdır. Yumurtalık kistlerinin bir kısmı da bu şekilde fonksiyon bozukluğu yaratarak belirti verirken çok büyük bir bölümü de ne fonksiyonlarda bir kayba neden olur ne de uzunca bir süre belirti verir.
Sebepleri
En sık neden hormonsal düzensizliklerdir. Normalde her adet döneminde overler içinde yumurta hücresini taşıyan ve boyutları 3 cm'ye kadar ulaşabilen folikül adını verdiğimiz bir kist oluşur. Sonra bunun çatlaması ile yumurta açığa çıkar. Kadın gebe kalmaz ise bu dönemden 14 gün sonra kadın adet görür. Ancak hormonal düzensizliklerde bu yumurta taşıyan kistler ya çatlamaz, ya sabit kalır ya da büyümeye devam ederek bizim basit kist veya folekül kisti dediğimiz kistleri oluştururlar. Geçirilmiş over iltihapları, çok fazla radyasyona maruz kalma da over kistine sebep olabilir.
Over kisti özellikle adet gören kadınlarda görülür. Adet dönemi başlamayan genç kızlarda veya menopozdaki kadınlarda nadir görülür. Ailesinde over (yumurtalık) kanseri, rahim kanseri bulunan kadınlar da riskli gruba girer.
Belirtiler
Yumurtalık kistlerini kabaca habis ve selim başlıkları altında incelenebilir. En sık görülen iyi huylu over kistlerdir. Çoğu kez bir şikayet yaratmazlar ve rutin kontroller esnasında fark edilirler. En sık verdikleri belirtiler;
• Adet düzensizliği
• Karında şişkinlik
• Karın ağrısı
• Sindirim sistem, bozuklukları
• İdrar yolu şikayetleri
Over kisti dışında pek çok durum da benzeri şikayetler yarattığından, bu tür yakınmaları olan kişiler genelde durumlarını önemsemezler. Çok fazla büyümeyen bir over kisti karın boşluğu içerisinde kendine rahatlıkla yer bulabileceği için şişlik yapmaz. Benzer şekilde hormon salgısı yapmayan kistler de adet düzensizliği yaratmaz.
Ağrı over kistlerinde nadir olarak görülür. Zaman zaman da iştahsızlık, kilo kaybı, hafifi bulantı gibi sindirim sistemi yakınmaları olabilir.
Tanı
Genelde rutin muayene ya da başka bir sebepten dolayı yapılan muayene ve ultrasonografide saptanırlar. Muayenede hastanın yaşı, kitlenin büyüklüğü, şekli, saf kist ya da solid yapıda oluşu, etrafa yapışık olup olmadığı, hassasiyet olup olmadığı, Önemlidir. Ultrasonografide (USG) saf kist görünümünde olan ve 5-6 santimden küçük çapta olan kistlerin iyi huylu ve fonksiyonel olma olasılığı yüksektir. Ayrıca tanıda hastanın ve kitlenin durumuna göre tomografi, manyetik rezonans hormon tetkikleri ve kanda tümör belirteçleri incelenir ve tedavi için bir karara varılır.
Kistin tanısı için muayene ve ultrasonografi yeterli olur. Ancak cinsi hakkında bilgi sahibi olmak için bazı kan testleri gerekebilir. Kanser şüphesinde ileri radyolojik tetkiklere başvurulur.
Tedavi
Over kistinin tedavisi cinsine göre değişir. Sık gözlenen basit kistler için genelde takip tercih edilir. Bu esnada doğum kontrol hapları kullanmak da kistlerin küçülmesine yardımcı olur. Doğum kontrol hapları yumurtalıkların çalışmasını durdurarak mevcut kistlerin vücut tarafından emilmesine yardımcı olur. İltihabi kistlerde düzenli antibiyotik tedavisi gerekir. Ancak 8-10 cm'yi geçen ya da daha küçük olduğu halde 3-4 aylık takiple de sürekli büyüyen, USG ve kan testlerinde kötü huylu olma ihtimali olan kistlerin ameliyat ile alınması gerekir. Cerrahi girişim, bariz ağrı ve kötü huylu olma şüphesi bulunan vakalara uygulanmalıdır. USG'de büyük kistler, çok odalı kistler ya da kan akımındaki artma kanser işaretidir. Kötü huylu kistlerden şüphelenildiğinde hasta hangi yaşta olursa olsun derhal ameliyat yapılmalıdır. Menopozdan sonra kadınlarda rastlanan kistler daha önemlidir. Bunların kötü huylu olma olasılığı yüksektir.
Kist tedavi edilmezse daha da büyüyebilir, belli bir büyüklükten sonra yırtılarak karın içine kanama yapıp hastanın hayatını tehlikeye sokabilir. Kötü huylu ise vücuda yayılarak ameliyat edilemez aşamaya gelebilir. |
Yumurtalık hormonları
Yumurtalıklarda üretilen steroit yapısındaki üç hormon; östrojenler, progesteron ve androjenler. |
ybaşı kanamasının uzun sürmesi
Normal aybaşı kanaması 2-7 gün devam eder. Bazı kimselerde bu süre uzar. O zaman rahimde ur veya kist olduğundan, yumurtalıkların üşütülmüş olmasından, sinir veya kalp hastalığından şüphe edilir.
Tedaviye geçmeden önce esas nedeni bulmak gerekir. Önemli bir durum yoksa aşağıdaki reçetelerden arzu edilen uygulanır |
Yürüme
Vücudun çizgisel olarak yer değiştirmesini sağlamak üzere bacaklann vücudun öbür bölgeleriyle birlikte ritmik olarak hareket ettirilmesine dayanır. |
Zatürree
Halk arasında akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir. 3 çeşidi vardır. |
Zatürree
Akciğer dokusunun iltihabı. Çeşitli etkenlere bağlı olarak gelişmekle birlikte, genellikle birincil ya da ikincil mikrobik etkenlerin yol açtığı akut ya da subakut hastalık tablolarını belirten bir terimdir. Pnömoni , pneumonia |
Zatürree (pnömoni)
Akciğer dokusunun iltihabı. Çeşitli etkenlere bağlı olarak gelişmekle birlikte, genellikle birincil ya da ikincil mikrobik etkenlerin yol açtığı akut ya da subakut hastalık tablolarını belirten bir terimdir. | << Geri
| |
|