:: Sağlık Ansiklopedi >> dem
Amigdal (bademcik)
Biçimleri bademe benzeyen anatomik yapılara verilen ad (damak bademciği, beyincik bademciği, tüp bademciği gibi). |
Adenoit (geniz bademciği)
Gırtlağın üst bölümü ile burun boşluklarının arka ucunda bulunan, Üzüm salkımları biçiminde lenf dokusu kabartılan. |
Akciğer Ödemi
Akciğer ödemi, akciğerlerdeki kanın önce interstisiyel aralığa, oradan da alveol içine geçmesi ile kısacası akçığerin kendi içinde boğulması olarak tarif edebilirz.
Belirtiler
Akciğer ödemi çoğunlukla kalp problemleri nedeniyle olur, ancak kalp dışında akciğer iltihabı (pnömoni), belli toksinlere veya ilaçlara maruz kalma, veya yüksek irtifa da nedenler arasındadır. Akciğer ödemi son derece acil bir durumdur ve anında müdahale gerektirir. Akciğer ödemi ölümcül olabilmesine rağmen eğer hızlı bir tedavi uygulanırsa sonuç sıklıkla iyidir.
Nedene bağlı olarak, akciğer ödem belirtileri aniden ortaya çıkabilir ya da haftalar veya aylar içinde yavaş yavaş gelişebilir.
Ani gelişen akciğer ödeminde belirti ve bulgular çoğunlukla oldukça ciddidir:
• Aşırı nefes darlığı veya solunum güçlüğü
• Boğulma hissi
• Hırıltılı ya da iç çekerek soluma
• Kanlı olabilen, köpüklü balgamla birlikte öksürük
• Aşırı terleme
• Soluk ve nemli deri
• Eğer neden koroner arter hastalığı ise, eşlik eden göğüs ağrısı
Daha yavaş ve zamanla gelişen belirti ve bulgular ise şunlardır:
• Düz yatarken solunum zorluğu, oturunca rahatlama
• Geceleri nefessiz kalma hissi ile uyanma
• Fizik aktivite sırasında olağan dışı nefes darlığı
• Akciğer ödeminin kalp yetmezliğinin (vücudunuzun ihtiyacına göre kalbinizin çok az kan pompalayabildiği bir durum) bir sonucu olarak gelişmesi durumunda ise; önemli kilo artışı
Tanı
Tanı öykü ve klinik bulgularla ve tetkiklerle konur. Hastanın şikayetleri Röntgen Bulguları Bilgisayarlı tomografi (her zaman gerekli olmayabilir.)
Tedavi
Akciğer ödeminin açılması için ilaçlar ve hastalığın ilerlememesi için gerekli tedavinin vakit kaybedilmeden yapılması gerekir.
• Oksijen: Her türdeki akciğer ödem tedavisinde uygulanan ilk tedavidir. Genellikle oksijen bir nazal kanül (her bir burun deliğine oksijen veren plastik bir tüp ile) veya maske ile verilir. Bazen solunumun bir makine ile desteklenmesi gerekli olabilir.
• İdrar söktürücü ilaçlar. Kalbe bağlı akciğer ödemi vakalarında vücuttaki aşırı sıvıyı dışarı atar.
• Morfin tedavisi; bu narkotik, yıllarca akciğer ödemi tedavisinin başlıca dayanağını oluşturmuştur, nefes darlığını ve eşlik eden sıkıntıyı azaltmak için kullanılabilir.
• Kalbin yükünü azaltan ilaçlar: Bunlar, uç damarları genişleten ve sol ventrikül üzerindeki basınç yükünü azaltan ilaçlardır.
• Kan basıncını ayarlayan ilaçlar: Akciğer ödemi yüksek kan basıncından oluşmuşsa, kontrol altına almak için ilaçlar verilecektir. Diğer taraftan eğer kan basıncı çok düşük ise, yükseltmeye yönelik ilaçların verilmesi gerekebilir. |
Anjio-ödem
Alerji sonucu derinin kaşıntısız şişmesi ve kızarması |
Anjiyoödem
Mukozalarda, deri altındaki dokularda ya da bir iç organda alerjik şişme. |
Bademcik
Solunum ve sindirim yollarının başlangıcında, |
Bademcik iltihabı
Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler şiş, kırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir. Yutkunma sırasında ağrı yapar. Hastada kırıklık, baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır. Hastalık birdenbire üşütme ve ateş ile başlar. Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir. |
Bademcik iltihabı
Bademciklerin iltihaplanmasına tıp dilinde tonsilit denir. Bademcikler şiş, kırmızı ve yeşilimtrak beyaz renkte cerahatlı görünümdedir.
Yutkunma sırasında ağrı yapar. Hastada kırıklık, baş ağrısı ve vücut ağrıları vardır. Hastalık birdenbire üşütme ve ateş ile başlar.
Gereği gibi tedavi edilmezse orta kulak iltihabı, böbrek iltihabı, romatizma ve kalp hastalıklarına neden olabilir. |
Burdach demeti
Omuriliğin akmaddesinin arka bölümü boyunca uzanan lif demetleri. |
Demans
Kişide ilerleyen yaş ile , beyindeki bir takım değişmeler sonrası oluşan bellekte bozulma (yakın döneme ait hafızada güçlükler) yanı sıra, konuşma, söylenen şeyleri ya da daha önce bilinen şeyleri yapamama, çevresindeki eşya ve varlıkları tanıyamama; hesaplama, plan yapma, yürütme, sorunları çözme, davranışları yeri geldiğinde sonlandırabilme, uygun yargıda bulunma gibi daha çok beynin frontal bölgesine ait becerilerde kayıplar ile kendini gösteren ilerleyici bir rahatsızlıktır.
Güncel olarak 'bunama' dediğimiz durumdur.
65 yaş üzerindeki grubun % 2-4'ünde, 85 yaş üzerinde ise % 20 oranında görülmektedir
Bu duruma neden olan rahatsızlıklar:
Yaklaşık olarak % 60 kadarı Alzheimer dediğimiz rahatsızlıktan dolayı, %10-20'si beyin damar hastalıkları ve tıkanmaları, tekrarlayan felçlerden ötürü, % 10'u alkole bağlı, geri kalanı ise travma, ilaç zehirlenmeleri, kafa içindeki tümörler, abse ve diğer vücut hastalıkları (bazı vitamin eksiklikleri, tiroit, paratiroid ,böbrek üstü bezleri, karaciğer, böbrek, hipofiz hastalıkları gibi) sonrası oluşmaktadır.
Hafıza problemi olan kişiler aynı zamanda üzgün, keyifsiz veya kederli olabilirler. Hafızası bozulmuş bir kişinin böyle kederli olduğu hallerde dikkatli bir teşhis konularak, eğer varsa depresyonun tedavisi yoluna gidilmesi önemlidir. Hafıza problemi Alzheimer hastalığına bağlı olmayabilir veya hastada hem Alzheimer hem de tedaviye cevap verebilecek bir depresyon bulunabilir.
Eğer tedavi edilemez bir hastalığı olan kişinin morali bozuksa, bunun sebebi mantıksal olarak kronik hastalığa bağlı depresyon gibi görünmektedir. Ancak bütün Alzheimer veya başka kronik hastalıkları olan kişiler depresyon hali göstermezler. Bazı hastalar problemlerinin farkında değil gibi görünmektedirler. Kişinin durumuyla ilgili olarak anlayış gösterilebilir, ancak derin keder veya sürekli depresyon ne normaldir ne de gereklidir. Bu tip depresyonlar tedaviye iyi cevap verir, böylece kişi değişmez bir demans hastalığına sahip olsun ya da olmasın kendini daha iyi hissetmesi sağlanabilir.
Eve giren çıkan kişilerin çok sayıda olması hasta için zararlıdır. Kişi aşırı gürültü, çok parlak renkli ışıklardan korunmalıdır. Her şey hastayı dinlendirecek ve hoş bir şekilde dikkatini çekecek özellikte olmalıdır.
Ev eşyaları düşmeyi,kazaları ve yaralanmayı önleyecek özelliklerde olmalı, keskin şeylere dikkat edilmeli, yere sağlam oturan özelliklerde olmalı, zemini kayganlaştırıp, düşmelere yol açabilecek malzemelerden kaçınılmalı, eşyalar rahat hareket edecek, dolaşmaya engel olmayacak şekilde düzenlenmelidir. Evden tek başına dışarıya gitmeler, kaza ve kaybolmalara yol açabileceğinden bakım verenlerin dikkat etmesi sağlanmalıdır.
Görme keskinliği azaldığı için kazaları ya da eşya ve gölgeleri yanlış değerlendirmeyi önlemek amacı ile oda iyi aydınlatılmalıdır. Kişinin daha önce severek kullandığı bir takım ufak eşyaları (saat, kalem, tespih, parfüm, çanta gibi) yanında olmalı, sevdiği ve anılarını tazeleyebileceği ,konuşma olanağı yaratabilecek albüm,resimlikler göz önünde bulunmalıdır. Geçmişte yapıp zevk aldığı hobi ve alışkanlıklarını ( bahçe ile uğraşma, çok yormayan sporlar, resim, elişi, koleksiyonculuk, ufak tefek tamiratlar, şarkı söyleme , film seyretme gibi) sürdürmeye özendirilmelidir. |
Demans (bunama)
Zihinsel işlevlerde görülen zayıflama. |
Demet (fasikül)
Sinir, kas ve kollajen lifler gibi uzun yapıların bir araya gelmesiyle oluşan ve çıplak gözle ya da mikroskopla görülebilen anatomik yapı. |
Demir
İnsan vücudu İçin çok önemli bir madde. |
Demir eksikliği
sideropeni |
Demir Eksikliği Anemisi
En sık görülen kansızlık tipidir, sideropenik anemi olarak da adlandırılır. Küçük alyuvarlarla karakterize Mikrositik Anemilerin en büyük sebebidir.
Demir Eksikliği Anemisi, demirin yiyeceklerle alımının ya da barsaklardan emiliminin az olması sonucu Hem yapısına fazla giremeyerek Hemoglobin yapımının azalmasına sebep olmasıyla karakterize bir kansızlık türüdür.
Tanım olarak düşük miktarda demire bağlı olarak kanın kırmızı hücrelerindeki azalmadır. Kansızlığın en sık görülen şekli budur. Demir, kanda oksijen taşıyan pigment olan hemoglobinin önemli bir parçasıdır. Demir eksikliğinin nedenleri :
Fizyolojik kan kayıpları
Patolojik kan kayıpları
Yetersiz kan alımı
Gıda demirinin yetersiz emilimi
Örneğin: burun kanamaları, hemoroid, mide yada barsak ülseri, polip, gastrointestinal kanser gibi Vücutta ve kemik iliğindeki demir depolarının harcanması sonucu kansızlık yavaş yavaş gelişir. Genellikle kadınlarda demir depoları daha azdır.
Yüksek risk grubu içerisinde doğurganlık çağında olan ve adet dönemi nedeniyle kan kaybı olan kadınlar, demir ihtiyacı artmış gebe veya emziren kadınlar, çocuklar ve diyetinde yeterli oranda demir bulunmayan kişiler bulunmaktadır. Kan kaybına bağlı risk faktörü arasında peptik ülser, barsak kanseri, rahim kanseri, uzun dönem aspirin kullanımı sayılmaktadır.
Günlük demir gereksinimi 1-3 mgr. kadardır. Bunun % 5-10 duedenum ve proksimal ince barsaktan emilir. Günlük kayıp 1 mgr dır. Ter, dışkı, idrar, dökülen hücreler ile kaybedilir. Gereksinim bebeklik, hamilelik, ağır hastalık ve emzirme dönemlerinde artar.
Bulgular:
Halsizlik, iştahsızlık
Yiyecek dışındaki şeylere istek. Örneğin: toprak, buz, kireç taşı, nişasta gibi…
Ağız kenarında ve tırnaklarda çatlaklar
Tırnaklarda biçimsizlik: kaşık biçimi almaları gibi…
Kırmızı et, karaciğer, balık, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalardır. Un, ekmek ve tahıllar demir ile zenginleştirilmiş olabilir.
Tetkikler:
Tam kan sayımı, serum demiri, serum demiri bağlama kapasitesi, transferin saturasyonu, serum ferritin düzeyi, dışkıda gizli kan ve periferik yaymadır. Tam kan sayımında düşük hemoglobin ve hematokrit değeri, kanda düşük ferritin düzeyi, kanda total bağlama kapasitesi ve kan kaybını değerlendirmek açısından dışkıda gizli kan görülebilir.
Tedavi:
Açık bir demir eksikliği yada latent bir eksikliği saptandığı anda demir tedavisine başlamak önemlidir. Ana amaç öncelikle demir eksikliğini gidermek ve gelişmiş bir anemi varsa buna bağlı hematolojik değerler değişmiş ise bunları düzeltmektir. Sonuç olarak amaç hemoglobin miktarını ve eritrosit sayısını normal sınırlara çıkarmak,demir depolarının tümüyle ya da bir ölçüye kadar doldurulmasıdır. Uzun süreli bir tedavidir. Anemiye bağlı klinik belirtiler ve hematoloik değerler normale geldikten sonra da depoları doldurmak için belli bir süre daha tedaviye devam etmek gerekir. Tedavide önemli olan nokta elbette ki kişide anemiye neden olan esas nedeni bulup düzeltmektir. Anemi sindirim sisteminde oluşmuş bir tümör yada başka bir nedene bağlı olan bir kanama sonucunda ortaya çıkabilir. Kronik enfeksiyonlarda aynı şeklide neden olabilir bu durumda anemiyi tedavi ederken esas neden de tedavi edilmeli yoksa anemi belli bir süre sonra tekrar ortaya çıkar yada tedavide başarı düşük olabilir.
Tedavide ağız yoluyla alınan yada enjekte edilen demir preparatları kullanılır.
Tedaviye cevapsızlığın nedenleri:
Tanı yanlıştır
Kanama kaynağı vardır ve tespit edilememiştir.
Emilim ve sindirim bozukluğu dolayısıyla verilen demir emilememiştir. Ya da yetersiz oranda emilmiştir.
Gıdalar ile ya da bazı özel ilaçlar ile birlikte alınmıştır ve demir bağlanmıştır.
Hasta ilacı ya kullanmamış yada uygun şekilde almamıştır.
Tedavi süresi öncelikle demir açığının büyüklüğüne bağlıdır. Hastanın demir depolarının durumu , hemoglobin düzeyi ve altta yatan hastalık tedavi süresinde önemlidir. Optimal bir demir tedavisinde beklenen günlük hemoglobin artışı 0.1-0.2 gr civarındadır. Ancak hamile kadınlarda bu artış daha geç ve yavaş olur. Demir eksikliği anemisi görülen hastalarda depoların dolması için tedavi hastanın kan değerleri normale döndükten sonrada devam ettirilmelidir. Yine demir tedavisi başlandıktan sonraki 10. günde yapılacak periferik yaymada retikülosit sayısının artması ile tedavinin ve teşhisin doğruluğu saptanabilir.
|
Demir miktarının belirlenmesi
Normal bir kişinin vücudundaki toplam demir miktarı yaklaşık3-5 gr'dir. |
Demiyelinizasyon
Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı. |
Demonstrasyon
Göstererek öğretme. |
Demoralizasyon
Moral çöküntü. |
Dislipidemi
Kandaki yağların miktarındaki bozuklukları belirtmek için kullanılan terim. |
Disprotidemi
Kandaki proteinlerin dengesinde bozukluk. |
Deripigmentasyonu
Demin renklenmesi. |
Edema
Ödem, vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi. |
Epidemiyoloji
Tıbbın hastalıkların toplumdaki görülme sıklığı ve yayılımını inceleyen dalı. |
Endemik
Haa-î Belirli bir bölgeye özgü ya da o bölgede sabit bîr biçimde görülen hastalıkları tanımlamak için kullanılan terim. |
Ferritin
Demir elementinin vücutta depo edilen şekli. |
Goll demeti (fasciculus gracilis)
Omuriliğin arka kordonunun iç bölümünde yer alan sinir lifleri demeti. |
Hemokromatoz
Demir elementinin aşirı miktarda emilmesi ve depolanmasının karaciğer gibi bir çok organda hasar oluşturduğu ve işlev bozukluğuna yol açtığı genetik bir hastalık. |
Hiperlipemi (hiperlipidemi)
Kanda trigliserit, fosfolipİt, kolesterol ve serbest yağ asitleri gibi yağlann düzeyinin artmasıyla beliren metabolizma bozukluğu. |
Demans
Kişide ilerleyen yaş ile , beyindeki bir takım değişmeler sonrası oluşan bellekte bozulma (yakın döneme ait hafızada güçlükler) yanı sıra, konuşma, söylenen şeyleri ya da daha önce bilinen şeyleri yapamama, çevresindeki eşya ve varlıkları tanıyamama; hesaplama, plan yapma, yürütme, sorunları çözme, davranışları yeri geldiğinde sonlandırabilme, uygun yargıda bulunma gibi daha çok beynin frontal bölgesine ait becerilerde kayıplar ile kendini gösteren ilerleyici bir rahatsızlıktır.
Güncel olarak 'bunama' dediğimiz durumdur.
65 yaş üzerindeki grubun % 2-4'ünde, 85 yaş üzerinde ise % 20 oranında görülmektedir
Bu duruma neden olan rahatsızlıklar:
Yaklaşık olarak % 60 kadarı Alzheimer dediğimiz rahatsızlıktan dolayı, %10-20'si beyin damar hastalıkları ve tıkanmaları, tekrarlayan felçlerden ötürü, % 10'u alkole bağlı, geri kalanı ise travma, ilaç zehirlenmeleri, kafa içindeki tümörler, abse ve diğer vücut hastalıkları (bazı vitamin eksiklikleri, tiroit, paratiroid ,böbrek üstü bezleri, karaciğer, böbrek, hipofiz hastalıkları gibi) sonrası oluşmaktadır.
Hafıza problemi olan kişiler aynı zamanda üzgün, keyifsiz veya kederli olabilirler. Hafızası bozulmuş bir kişinin böyle kederli olduğu hallerde dikkatli bir teşhis konularak, eğer varsa depresyonun tedavisi yoluna gidilmesi önemlidir. Hafıza problemi Alzheimer hastalığına bağlı olmayabilir veya hastada hem Alzheimer hem de tedaviye cevap verebilecek bir depresyon bulunabilir.
Eğer tedavi edilemez bir hastalığı olan kişinin morali bozuksa, bunun sebebi mantıksal olarak kronik hastalığa bağlı depresyon gibi görünmektedir. Ancak bütün Alzheimer veya başka kronik hastalıkları olan kişiler depresyon hali göstermezler. Bazı hastalar problemlerinin farkında değil gibi görünmektedirler. Kişinin durumuyla ilgili olarak anlayış gösterilebilir, ancak derin keder veya sürekli depresyon ne normaldir ne de gereklidir. Bu tip depresyonlar tedaviye iyi cevap verir, böylece kişi değişmez bir demans hastalığına sahip olsun ya da olmasın kendini daha iyi hissetmesi sağlanabilir.
Eve giren çıkan kişilerin çok sayıda olması hasta için zararlıdır. Kişi aşırı gürültü, çok parlak renkli ışıklardan korunmalıdır. Her şey hastayı dinlendirecek ve hoş bir şekilde dikkatini çekecek özellikte olmalıdır.
Ev eşyaları düşmeyi,kazaları ve yaralanmayı önleyecek özelliklerde olmalı, keskin şeylere dikkat edilmeli, yere sağlam oturan özelliklerde olmalı, zemini kayganlaştırıp, düşmelere yol açabilecek malzemelerden kaçınılmalı, eşyalar rahat hareket edecek, dolaşmaya engel olmayacak şekilde düzenlenmelidir. Evden tek başına dışarıya gitmeler, kaza ve kaybolmalara yol açabileceğinden bakım verenlerin dikkat etmesi sağlanmalıdır.
Görme keskinliği azaldığı için kazaları ya da eşya ve gölgeleri yanlış değerlendirmeyi önlemek amacı ile oda iyi aydınlatılmalıdır. Kişinin daha önce severek kullandığı bir takım ufak eşyaları (saat, kalem, tespih, parfüm, çanta gibi) yanında olmalı, sevdiği ve anılarını tazeleyebileceği ,konuşma olanağı yaratabilecek albüm,resimlikler göz önünde bulunmalıdır. Geçmişte yapıp zevk aldığı hobi ve alışkanlıklarını ( bahçe ile uğraşma, çok yormayan sporlar, resim, elişi, koleksiyonculuk, ufak tefek tamiratlar, şarkı söyleme , film seyretme gibi) sürdürmeye özendirilmelidir. |
Demans (bunama)
Zihinsel işlevlerde görülen zayıflama. |
Demet (fasikül)
Sinir, kas ve kollajen lifler gibi uzun yapıların bir araya gelmesiyle oluşan ve çıplak gözle ya da mikroskopla görülebilen anatomik yapı. |
Demir
İnsan vücudu İçin çok önemli bir madde. |
Demir eksikliği
sideropeni |
Demir Eksikliği Anemisi
En sık görülen kansızlık tipidir, sideropenik anemi olarak da adlandırılır. Küçük alyuvarlarla karakterize Mikrositik Anemilerin en büyük sebebidir.
Demir Eksikliği Anemisi, demirin yiyeceklerle alımının ya da barsaklardan emiliminin az olması sonucu Hem yapısına fazla giremeyerek Hemoglobin yapımının azalmasına sebep olmasıyla karakterize bir kansızlık türüdür.
Tanım olarak düşük miktarda demire bağlı olarak kanın kırmızı hücrelerindeki azalmadır. Kansızlığın en sık görülen şekli budur. Demir, kanda oksijen taşıyan pigment olan hemoglobinin önemli bir parçasıdır. Demir eksikliğinin nedenleri :
Fizyolojik kan kayıpları
Patolojik kan kayıpları
Yetersiz kan alımı
Gıda demirinin yetersiz emilimi
Örneğin: burun kanamaları, hemoroid, mide yada barsak ülseri, polip, gastrointestinal kanser gibi Vücutta ve kemik iliğindeki demir depolarının harcanması sonucu kansızlık yavaş yavaş gelişir. Genellikle kadınlarda demir depoları daha azdır.
Yüksek risk grubu içerisinde doğurganlık çağında olan ve adet dönemi nedeniyle kan kaybı olan kadınlar, demir ihtiyacı artmış gebe veya emziren kadınlar, çocuklar ve diyetinde yeterli oranda demir bulunmayan kişiler bulunmaktadır. Kan kaybına bağlı risk faktörü arasında peptik ülser, barsak kanseri, rahim kanseri, uzun dönem aspirin kullanımı sayılmaktadır.
Günlük demir gereksinimi 1-3 mgr. kadardır. Bunun % 5-10 duedenum ve proksimal ince barsaktan emilir. Günlük kayıp 1 mgr dır. Ter, dışkı, idrar, dökülen hücreler ile kaybedilir. Gereksinim bebeklik, hamilelik, ağır hastalık ve emzirme dönemlerinde artar.
Bulgular:
Halsizlik, iştahsızlık
Yiyecek dışındaki şeylere istek. Örneğin: toprak, buz, kireç taşı, nişasta gibi…
Ağız kenarında ve tırnaklarda çatlaklar
Tırnaklarda biçimsizlik: kaşık biçimi almaları gibi…
Kırmızı et, karaciğer, balık, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalardır. Un, ekmek ve tahıllar demir ile zenginleştirilmiş olabilir.
Tetkikler:
Tam kan sayımı, serum demiri, serum demiri bağlama kapasitesi, transferin saturasyonu, serum ferritin düzeyi, dışkıda gizli kan ve periferik yaymadır. Tam kan sayımında düşük hemoglobin ve hematokrit değeri, kanda düşük ferritin düzeyi, kanda total bağlama kapasitesi ve kan kaybını değerlendirmek açısından dışkıda gizli kan görülebilir.
Tedavi:
Açık bir demir eksikliği yada latent bir eksikliği saptandığı anda demir tedavisine başlamak önemlidir. Ana amaç öncelikle demir eksikliğini gidermek ve gelişmiş bir anemi varsa buna bağlı hematolojik değerler değişmiş ise bunları düzeltmektir. Sonuç olarak amaç hemoglobin miktarını ve eritrosit sayısını normal sınırlara çıkarmak,demir depolarının tümüyle ya da bir ölçüye kadar doldurulmasıdır. Uzun süreli bir tedavidir. Anemiye bağlı klinik belirtiler ve hematoloik değerler normale geldikten sonra da depoları doldurmak için belli bir süre daha tedaviye devam etmek gerekir. Tedavide önemli olan nokta elbette ki kişide anemiye neden olan esas nedeni bulup düzeltmektir. Anemi sindirim sisteminde oluşmuş bir tümör yada başka bir nedene bağlı olan bir kanama sonucunda ortaya çıkabilir. Kronik enfeksiyonlarda aynı şeklide neden olabilir bu durumda anemiyi tedavi ederken esas neden de tedavi edilmeli yoksa anemi belli bir süre sonra tekrar ortaya çıkar yada tedavide başarı düşük olabilir.
Tedavide ağız yoluyla alınan yada enjekte edilen demir preparatları kullanılır.
Tedaviye cevapsızlığın nedenleri:
Tanı yanlıştır
Kanama kaynağı vardır ve tespit edilememiştir.
Emilim ve sindirim bozukluğu dolayısıyla verilen demir emilememiştir. Ya da yetersiz oranda emilmiştir.
Gıdalar ile ya da bazı özel ilaçlar ile birlikte alınmıştır ve demir bağlanmıştır.
Hasta ilacı ya kullanmamış yada uygun şekilde almamıştır.
Tedavi süresi öncelikle demir açığının büyüklüğüne bağlıdır. Hastanın demir depolarının durumu , hemoglobin düzeyi ve altta yatan hastalık tedavi süresinde önemlidir. Optimal bir demir tedavisinde beklenen günlük hemoglobin artışı 0.1-0.2 gr civarındadır. Ancak hamile kadınlarda bu artış daha geç ve yavaş olur. Demir eksikliği anemisi görülen hastalarda depoların dolması için tedavi hastanın kan değerleri normale döndükten sonrada devam ettirilmelidir. Yine demir tedavisi başlandıktan sonraki 10. günde yapılacak periferik yaymada retikülosit sayısının artması ile tedavinin ve teşhisin doğruluğu saptanabilir.
|
Demir miktarının belirlenmesi
Normal bir kişinin vücudundaki toplam demir miktarı yaklaşık3-5 gr'dir. |
Demiyelinizasyon
Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı. |
Demonstrasyon
Göstererek öğretme. |
Demoralizasyon
Moral çöküntü. |
Dislipidemi
Kandaki yağların miktarındaki bozuklukları belirtmek için kullanılan terim. |
Disprotidemi
Kandaki proteinlerin dengesinde bozukluk. |
Deripigmentasyonu
Demin renklenmesi. |
Edema
Ödem, vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi. |
Epidemiyoloji
Tıbbın hastalıkların toplumdaki görülme sıklığı ve yayılımını inceleyen dalı. |
Endemik
Haa-î Belirli bir bölgeye özgü ya da o bölgede sabit bîr biçimde görülen hastalıkları tanımlamak için kullanılan terim. |
Ferritin
Demir elementinin vücutta depo edilen şekli. |
Ferritin
Demir elementinin vücutta depo edilen şekli. |
Goll demeti (fasciculus gracilis)
Omuriliğin arka kordonunun iç bölümünde yer alan sinir lifleri demeti. |
Goll demeti (fasciculus gracilis)
Omuriliğin arka kordonunun iç bölümünde yer alan sinir lifleri demeti. |
Hemokromatoz
Demir elementinin aşirı miktarda emilmesi ve depolanmasının karaciğer gibi bir çok organda hasar oluşturduğu ve işlev bozukluğuna yol açtığı genetik bir hastalık. |
Hiperlipemi (hiperlipidemi)
Kanda trigliserit, fosfolipİt, kolesterol ve serbest yağ asitleri gibi yağlann düzeyinin artmasıyla beliren metabolizma bozukluğu. |
Lenfödem
Vücudun bir bölümündeki dokularda lenf sıvısı birikimi ile nitelenen hastalık. |
Ödem
Vücudun anormal derecede su toplamasına halk arasında istiska; tıp dilinde ise ödem denir. Veya hidrofizi denir. Yüzde, ellerde, ayaklarda veya karında ağrısız şişlikler görülür. Bu şişkinliklerin kaynağı kalp, karaciğer veya böbrek hastalıklarıdır. |
Ödem
Vücudun anormal derecede su toplamasına halk arasında istiska; tıp dilinde ise ödem denir. Veya hidrofizi denir. Yüzde, ellerde, ayaklarda veya karında ağrısız şişlikler görülür. Bu şişkinliklerin kaynağı kalp, karaciğer veya böbrek hastalıklarıdır. |
Pandemi
Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir. |
Proteinemi (protidemi)
Kan plazmasındaki proteinlerin yoğunluğu. |
Proteinemi (protidemi)
Kan plazmasındaki proteinlerin yoğunluğu. |
Salgın (epidemi)
Belirli bir zaman diliminde hızla yayılan bulaşıcı hastalık. | << Geri
| |
|