:: Sağlık Ansiklopedi >> rin
Akselerin
Kanda bulunduğu varsayılan bir pıhtılaşma faktörü (Faktör VI). Ac-globülinin aktif biçimidir; protrombi-nin trombine dönüşmesini sağlar. |
Akut karın
Kann bölgesinde birden ortaya çıkan bütün şiddetli belirtiler için kullanılan terim. |
Antiseptiklerin tarihi
İnsanlar, mikrop kuramının"" bulunmasından yüzyıllarca önce neden ve nasıl etki yaptığını bilmeksizin antiseptikleri kullanıyorlardı. Örneğin çiğ etin bol tuz ve baharatla yoğrularak sucuk biçiminde saklanması, sebzelerin yoğun bir tuz ve limon ya da sirke çözeltisi içinde bekletilerek turşu yapılması, bakterileri büyük ölçüde yok ederek bu besinlerin bozulmasını önlüyordu. Bugünkü antiseptikler ise Louis Pasteur'ün değerli çalışmalarının ürünüdür." |
Alerjik rinit
Alerjik nedenle burun iç zarının (mukoza) iltihabı. |
Beparin
Karaciğer, akciğerler, timus ve kanda bulunan sülfürlü bir mukopolisakkarit |
Birincil kompleks
Verem etkeniyle (Koch basili) ilk kez temas eden bir organizmada ortaya çıkan lezyonlar bütünü. |
Burun kanaması (rinoraji)
Burundan kan gelmesi. Çok sık görülen bir durumdur. |
Bcg (calmette-guerin basili)
Verem hastalığının etkeni olan bir tür basilin sığırlardan elde edilip zayıflatılmış kültürlerinden hazırlanmış aşı. |
Calnıette-guerin basili
BCG |
Çolyak arter (karın anaatardaman)
Aorttan birinci bel omuru hizasında ayrılan ve hemen sonra karaciğer atardamarı, dalak atardamarı, sol mide atardamarı olmak üzere üç ayn dala ayrılan atardamar gövdesi. |
Çolyak pleksus (karın sinir ağı)
Çolyak atardamar çevresinde bulunan ve sempatik ve parasempatik lifler içeren bölge. |
Dakriyosistorinostomi
Gözyaşı kanalının tıkalı olduğu durumlarda uygulanan, kesenin burun boşluğuna diranajını sağlayan ameliyat. |
Defibrinasyon
Pıhtüaşmamış kanda uygulanacak incelemeleri gerçekleştirmek İçin kanı bazı yöntemlerle fibrinden arındırma İşlemi. |
Digoksin miktarının belirlenmesi
Kalp yetmezliğinin tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir ilaç olan digoksinin kandaki miktarının belirlenmesi; "en uygun" tedavi dozunun saptanmasında yararlıdır. |
Disendokrinizm
İç salgı (endokrin) bozukluklarını belirtmek için kullanılan genel terim. |
Demir miktarının belirlenmesi
Normal bir kişinin vücudundaki toplam demir miktarı yaklaşık3-5 gr'dir. |
Derinlil sarhoşluğu
Sıkıştıılnıış basınçlı hava tüpleriyle derine dalan dalgıçlarda ortaya çıkan, alkol sarhoşluğuna benzer zihinsel bulamdık ve öfori (aşın keyifliük) durumu. |
Dvt (derin ven trombozu)
Pulmoner embolizme yol açabilen ven duvarındaki trombüs oluşumu. İnflamasyonda eşlik eder. |
Epinefrin
Adrenalin de denir. Böbreküstü bezlerinde yapılır. Sentetik şekli ilaç olarak anafilaksi ve astımda kullanılır. |
Endokrin bez
İç salgı (hormon) bezi. |
Endokrin sistem
Yumurtalık, testiküler, böbrek üstü bezi, tiroid, hipofiz, timus sistemlerini içine alan bez sistemidir. |
Endokrin sistem (iç salgı sistemi)
Belirli Özgül uyanların etkisiyle hormon üreten özelleşmiş hücrelerden oluşmuş anatomik yapılar bütünü. |
Endokrinolog
Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi. |
Endokrinoloji
İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır. |
Endokrinopati (iç salgı sistemi hastalıktan)
iç salgıbezlerinin işlevlerindeki bozulma sonucu gelişen hastalıklar için kullanılan genel terim. |
Etkilenîm (ünprinting)
Hayvan türlerine özgü Özel öğrenme biçimi. |
Fibrin
Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde. |
Fibrinemi
Kanda fibrin bulunması. |
Fibrinojen
Pıhtılaşma etkenlerinin etkisi altında fibrine dönüşerek, pıhtılaşma sürecinde temel bir rol oynayan ve karaciğerde bireşimlenen protein. Bu dönüşümü sağlayan son etken trombindir. |
Fibrinojenopeni
Kanda fibrinojen düzeyinin normalin altında bulunması. |
Fibrinoliz
Plazmin ya da fibrinolizin adlı protein eritici (proteoli-tik) bir enzimin etkisiyle fibrinin(*) çözünmesi süreci. |
Fibrinolizin (plazmin)
Fibrini parçalayarak etki gösteren protein eritici (prote-olitik) enzim. |
Fibrinüri
İdrarda fidrin çıkması. |
Faringoskopi
Klinikte yapılan bir yutak muayenesi yöntemi. |
Farinjektomi
Yutağın vücuttan çıkarıldığı cerrahi işlem. |
Gırtlak (larinks)
Soluk borusunun baştaki bölümü. |
Gastrin
Mide suyunun salgılanmasını uyaran ve mideden salgılanan bir peptit hormonu. |
Gliserin
Lipidlerin (yağların) yapısına katılan temel bir madde. |
Glossofaringeal sinir (dil-yutak siniri)
IX. kafa çifti. |
Hemosiderin
Karbonhidrat, protein, yağ ve proteine geriye dönüşümlü olarak bağlanmış üç değerlikli demirden oluşan san-kahverengi renkteki pigment. |
Hiperinsülinizm
Pankreasın B hücrelerinde üretilen insülin hormonunun kanda aşın düzeyde bulunması. |
Disendokrinizm
İç salgı (endokrin) bozukluklarını belirtmek için kullanılan genel terim. |
Demir miktarının belirlenmesi
Normal bir kişinin vücudundaki toplam demir miktarı yaklaşık3-5 gr'dir. |
Derinlil sarhoşluğu
Sıkıştıılnıış basınçlı hava tüpleriyle derine dalan dalgıçlarda ortaya çıkan, alkol sarhoşluğuna benzer zihinsel bulamdık ve öfori (aşın keyifliük) durumu. |
Dvt (derin ven trombozu)
Pulmoner embolizme yol açabilen ven duvarındaki trombüs oluşumu. İnflamasyonda eşlik eder. |
Epinefrin
Adrenalin de denir. Böbreküstü bezlerinde yapılır. Sentetik şekli ilaç olarak anafilaksi ve astımda kullanılır. |
Endokrin bez
İç salgı (hormon) bezi. |
Endokrin sistem
Yumurtalık, testiküler, böbrek üstü bezi, tiroid, hipofiz, timus sistemlerini içine alan bez sistemidir. |
Endokrin sistem (iç salgı sistemi)
Belirli Özgül uyanların etkisiyle hormon üreten özelleşmiş hücrelerden oluşmuş anatomik yapılar bütünü. |
Endokrinolog
Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi. |
Endokrinoloji
İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır. |
Endokrinopati (iç salgı sistemi hastalıktan)
iç salgıbezlerinin işlevlerindeki bozulma sonucu gelişen hastalıklar için kullanılan genel terim. |
Etkilenîm (ünprinting)
Hayvan türlerine özgü Özel öğrenme biçimi. |
Fibrin
Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde. |
Fibrinemi
Kanda fibrin bulunması. |
Fibrinojen
Pıhtılaşma etkenlerinin etkisi altında fibrine dönüşerek, pıhtılaşma sürecinde temel bir rol oynayan ve karaciğerde bireşimlenen protein. Bu dönüşümü sağlayan son etken trombindir. |
Fibrinojenopeni
Kanda fibrinojen düzeyinin normalin altında bulunması. |
Fibrinoliz
Plazmin ya da fibrinolizin adlı protein eritici (proteoli-tik) bir enzimin etkisiyle fibrinin(*) çözünmesi süreci. |
Fibrinolizin (plazmin)
Fibrini parçalayarak etki gösteren protein eritici (prote-olitik) enzim. |
Fibrinüri
İdrarda fidrin çıkması. |
Faringoskopi
Klinikte yapılan bir yutak muayenesi yöntemi. |
Farinjektomi
Yutağın vücuttan çıkarıldığı cerrahi işlem. |
Gırtlak (larinks)
Soluk borusunun baştaki bölümü. |
Gastrin
Mide suyunun salgılanmasını uyaran ve mideden salgılanan bir peptit hormonu. |
Gliserin
Lipidlerin (yağların) yapısına katılan temel bir madde. |
Etkilenîm (ünprinting)
Hayvan türlerine özgü Özel öğrenme biçimi. |
Fibrin
Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde. |
Fibrinemi
Kanda fibrin bulunması. |
Fibrinojen
Pıhtılaşma etkenlerinin etkisi altında fibrine dönüşerek, pıhtılaşma sürecinde temel bir rol oynayan ve karaciğerde bireşimlenen protein. Bu dönüşümü sağlayan son etken trombindir. |
Fibrinojenopeni
Kanda fibrinojen düzeyinin normalin altında bulunması. |
Fibrinoliz
Plazmin ya da fibrinolizin adlı protein eritici (proteoli-tik) bir enzimin etkisiyle fibrinin(*) çözünmesi süreci. |
Fibrinolizin (plazmin)
Fibrini parçalayarak etki gösteren protein eritici (prote-olitik) enzim. |
Fibrinüri
İdrarda fidrin çıkması. |
Faringoskopi
Klinikte yapılan bir yutak muayenesi yöntemi. |
Farinjektomi
Yutağın vücuttan çıkarıldığı cerrahi işlem. |
Gırtlak (larinks)
Soluk borusunun baştaki bölümü. |
Gastrin
Mide suyunun salgılanmasını uyaran ve mideden salgılanan bir peptit hormonu. |
Gliserin
Lipidlerin (yağların) yapısına katılan temel bir madde. |
Glossofaringeal sinir (dil-yutak siniri)
IX. kafa çifti. |
Hemosiderin
Karbonhidrat, protein, yağ ve proteine geriye dönüşümlü olarak bağlanmış üç değerlikli demirden oluşan san-kahverengi renkteki pigment. |
Hemosiderin
Karbonhidrat, protein, yağ ve proteine geriye dönüşümlü olarak bağlanmış üç değerlikli demirden oluşan san-kahverengi renkteki pigment. |
Hiperinsülinizm
Pankreasın B hücrelerinde üretilen insülin hormonunun kanda aşın düzeyde bulunması. |
İdrar yollarında yanma
İdrar yollarında veya idrar yaparken yanma çeşitli nedenlerden kaynaklanır. Belsoğukluğu, ülser, mesane iltihabı, prostat iltihabı, mesane uru, yumurtalık iltihabı, apandisit düşünülebilir. Bu nedenle tedaviye geçmeden önce, hastalığı doğuran nedeni tespit etmek gerekir. Tedavi, hastalığı doğuran nedene göre yapılır. |
İrin
Beyaz-san renkli, yoğun kıvamlı sıvı. |
Kondrin
Kıkırdak yapı hücrelerinin salgıladıkları ara madde. |
Koproporfirin
Dışkı ve idrarda bulunan özel pigmentler. |
Kortikoliberin
Orta hipotalamustaki nüronlarda üretilen ve kısaca CRF (Corticotropin Releasing Factor [Kortikotropİn Serbestleştirici Faktör)] olarak bilinen hormon |
Karaciğerin görevi
- Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar.- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.- Vücudun ısısını ayarlar.- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar.- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar. Kan miktarını ayarlar.- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar. Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır.Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri :Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder. Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır. Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis kokar. Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır. Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler görülür. Hazımsızlıktan şikayet eder. Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder. Nefesi de kokar. Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder. Çarpıntı, iştahsızlık vardır. İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru ve açıktır. Sık sık idrara gider. Baldır kasları ağrır. El ve ayaklarında şişlik görülür. Geceleri uyumak istemez. Görme ve işitme duyguları da zayıflar. |
Karaciğerin Görevi
Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar.
- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.
- Vücudun ısısını ayarlar.
- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar.
- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar. Kan miktarını ayarlar.
- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.
Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar.
Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır.
Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri
Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder.
Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır. Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis kokar. Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır. Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler görülür. Hazımsızlıktan şikayet eder.
Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder. Nefesi de kokar. Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder. Çarpıntı, iştahsızlık vardır. İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru ve açıktır.
Sık sık idrara gider. Baldır kasları ağrır. El ve ayaklarında şişlik görülür. Geceleri uyumak istemez. Görme ve işitme duyguları da zayıflar.
|
Klordan arındırma
Suyun klor ve klorlu bileşiklerden arındırılması işlemi. |
Karın (abdomen)
Göğüs kafesi ve leğen bölgesi arasında kalan vücut bölümü; ön, yan ve arka duvarları kaslardan oluşan geniş bir boşluktur. |
Karın Ağrısı
Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar.
Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur. Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar. Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir.
Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Doktora danışmadan ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. |
Karın ağrısı
Karın boşluğunda bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar. Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur.Karın ağrıları, hastalığın yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar. Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir.Kısa sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Doktora danışmadan ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. |
Karın zan boşluğunda sıvı toplanması
assit |
Karıncık
Anatomide bir organın İçinde bulunan boşluk ya da oyuk. |
Karina
Trakeanın (nefes borusu), sağ ve sol akciğerlere girmeden önce ikiye ayrıldığı kısıma verilen ad. |
Kolpoperineoplasti
Dölyolu duvarlan ve apış arası kaslanna eski sağlamlığını kazandırmak amacıyla yapılan jinekolojik cerrahi girişim. |
Laringeal stridor (gırtlak hırıltısı)
özellikle soluk alma sırasında gürültülü (hırıltılı) solunumla nitelenen, Özel gırtlak hastalığı. |
Laringofissür
Gırtlak boşluğuna girişi sağlayan cerrahi girişim. |
Laringomalazi
Gırtlağın yumuşamasına yol açan kıkırdak dokusu bozukluğu. |
Laringopleji (gırtlak felci)
Gırtlak kaslarının felci. |
Laringosel
Gırtlak mukozasının iç ya da boynun yan dokulanna doğru kıvnlarak içi hava dolu bir cep oluşturması. |
Laringoskopi
Gırtlak boşluğunun gözlenmesini sağlayan tanıya yönelik araştırma yöntemi. |
Laringospazm
Gırtlak kaslannda çoğalan kasılmanın görüldüğü gırtlak hareketleri bozukluğu. |
Laringostenoz
Ses ve solunum bozukluğuyla birlikte, gırtlağın daralması. |
Larinks
Gırtlar, ses telleri, bunları çevreleyen kıkırdak yapılar ve sesin oluşumuna yardımcı olan kas ve bağlardan oluyan bölge. |
Lusiferin
Derin deniz balıkları, sölenterler, ateş böceği gibi organizmalarda enzimle okside olunca ışık veren bir tür madde. |
Lipoproteinlerin elektroforezi
Lipoproteinler, elektroforez(*) incelemesindeki göç etme hızlarına göre çeşitli alt gruplara ayrılır. |
Mikroalbüminürinin saptanması
idrarda, reaktif çubuk testi gibi klasik yöntemlerle belirlenemeyecek kadar az miktarda bulunan albüminin varlığının saptanması işlemi. |
Nöroendokrin sistem
Hormon salgılama özelliği bulunan nöroektoderm (bak. ektoderm) kaynaklı hücreler ile çevrel ve merkez sinir sistemi nöronlarının bir araya gelmesiyle oluşan sistem. |
Nazofarinks
Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge. |
Pentagastrin
Kısa sürede midede hidroklorik asit üretimini uyaran yapay madde. |
Porfirin
Yaşamsal önem taşıyan hemoglobin, miyoglobin ve öbür proteinlerin bireşimlenme süreci sırasındaki ara aşamalarda ortaya çıkan biyolojik-kim yasal bileşikler. |
Porfirinüri
idrarla porfirin(*) atılması. |
Perine
Kadınlarda vulva ile anüs, erkeklerde skrotum ile anüs arasındaki dış bölge |
Perineal bölge
Leğen alt duvarının karşısında yer alan, iki kalça arasındaki anatomik bölge. |
Perinefrit
Böbreği çevreleyen yağlı bağdokuda ve böbreğin kapsülünde ortaya çıkan iltihap süreci |
Perinerviyum
Siniri oluşturan sinir lifi demetlerini örten bağdoku kılıfı. |
Papaverin
Opiumdan elde edilen, düz kasların spazmını çözücüetkiye sahip bir alkaloid. |
Protoporfirin ıx
Hemoglobülinin özel bir yıkım ürünü. |
Pürin
Yapısında azot bulunan bir bileşik, parçalandığı zaman ürik asit oluşur. |
Porfirin
Yaşamsal önem taşıyan hemoglobin, miyoglobin ve öbür proteinlerin bireşimlenme süreci sırasındaki ara aşamalarda ortaya çıkan biyolojik-kim yasal bileşikler. |
Porfirinüri
idrarla porfirin(*) atılması. |
Perine
Kadınlarda vulva ile anüs, erkeklerde skrotum ile anüs arasındaki dış bölge |
Perineal bölge
Leğen alt duvarının karşısında yer alan, iki kalça arasındaki anatomik bölge. |
Perinefrit
Böbreği çevreleyen yağlı bağdokuda ve böbreğin kapsülünde ortaya çıkan iltihap süreci |
Perinerviyum
Siniri oluşturan sinir lifi demetlerini örten bağdoku kılıfı. |
Papaverin
Opiumdan elde edilen, düz kasların spazmını çözücüetkiye sahip bir alkaloid. |
Protoporfirin ıx
Hemoglobülinin özel bir yıkım ürünü. |
Pürin
Yapısında azot bulunan bir bileşik, parçalandığı zaman ürik asit oluşur. |
Rinensefalon (koku beyni)
Beynin telensefalon(*) bölümündeki koku işleviyle ilgili yapıların tümünü belirten terim. |
Ringer çözeltisi
Sodyum klorür, potasyum klorür ve kalsiyum klorür içeren izotonik fizyolojik çözelti. |
Rinit
Burun iç zarı (nazal mukoza) iltihabı. Soğuk algınlığı (rıezle) veya alerji sonucu olabilir. |
Rinne testi
Alman hekim H. A. Rinne'nin geliştirdiği ve her kulaktaki hava yoluyla işitme süresinin, kemik yoluyla işitme süresiyle karşılaştırılmasına dayanan inceleme yöntemi. |
Rinofarinks (burun-yutak)
Kafa tabanıyla yumuşak damak arasında yer alan yutağın üst bölümü; burun kanalının yutağa bağlandığı bölge. |
Rinolali (rinofoni)
Burun ya da yutaktaki bir bozukluğa bağlı olarak beliren ses çıkarma bozukluğu; genizden konuşma. |
Rinoplasti
Estetik amaçlı ya da işlevsel bozuklukları gidermek için buruna uygulanan düzeltici cerrahi girişim. |
Rinoskopi
Burun boşluklarının incelenmesinde kullanılan yöntem. |
Rinotomi
Burun boşlukları, burun yanı sinüsleri ve rinofarinkse (burun-yutak) ulaşmayı kolaylaştırmak amacıyla uygulanan cerrahi girişimlere verilen genel ad. |
Saçların kepeklenmesi
Kafatası derisi üzerinde meydana gelen gevşek pul şeklindeki kabuklara kepek denir. Kuru ve yağlı olmak üzere iki çeşidi vardır. Yağlı sarımtırak görünüşteki kepeklenmeye, tıp dilinde sebore denir.Nedeni, derinin en üst kısmında bulunan tabakanın, ürettiği fazla parçalardır. Bunlar, çoğunlukla saçlar tarandığı zaman dökülür.Tedavinin ilk şartı; temizlik ve fazla miktarda unlu şeyler yememektir. |
Subkarinal
Karinanın altında. (Karina: Trakea'nın ikiye ayrıldığı yere verilen isim) |
Süpürasyon (irinlenme)
İltihaplı bir dokunun içinde İrin birikimiyle sonuçlanan patolojik süreç. |
Serum fizyolojik
Ringer çözeltisi |
Şırınga
Tedavi amacıyla ilaçlı maddeleri vücuda vermek ya da tanı ve araştırma amacıyla dokulardan sıvı ya da eksüda almak için kullanılan aygıt. |
Transferrin
Kanda bulunan ve demirin taşınmasını sağlayan beta-globülin türü protein. |
Transferrinemi
Kandaki transferrin(*) miktarı. |
Tüplerin bağlanması
Yumurtlama döneminde, yumurta hücresine sperm taşıyan fallop"" adı verilen kanalcıkların tahrip edilerek, sperm iletemez duruma getirilmesi. |
Üriner sistem (boşaltım sistemi)
idrar yapımı ve atılmasıyla ilgili yapılann lümü. | << Geri
| |
|