:: İlk Yardım
Konular Boğulma | Kırıklar | Şok | Yanıklar | Yaralanmalar | Zehirlenmeler
KIRIKLAR
Kırık durumlarında en önemli kural,kırık bölgenin hareketsiz kalmasını
sağlamaktır.
Kırık, kemikdokusunun sürekliliğinin tümüyle bozulmasıdır. Kırıklar çoğu zaman
şiddetli ve ani düşüşler, araba kazaları gibi travmatik olaylar sonucu meydana
gelir. Bir de travma olmaksızın ya da önemsiz bir olay sonucu ortaya çıkan kırıklar
vardır. Bunlar, kemiklerin gereği kadar dayanıklı olmamasından kaynaklanır.
Raşitizm, osteoporoz (kemik dokusunun yoğunluğunun azalması), osteomiyelit (kemik
sert. dokusu ve iliği iltihabı), kemik veremi, birincil ya da ikincil kemik tiimörleri
gibi kemik yapısında zayıflamaya ya da erimeye yol açan hastalıklar bu tür kınklara
yol açabilir.
Tek bir bölgeyle sınırlı kırık olguları bile tüm vücudu kapsayan bir tehlike
yaratabilir. Bünyeye göre de değişebilen bu tehlikelerin en önemlileri yağ
tıkaçları ya da aşırı kanamaya bağlı hipovolemik (dolaşımdaki kan hacminin
azalmasına bağlı) şoktur.
Bu yüzden hastanın yalnızca kırık bölgesiyle değil, genel durumuyla da ilgilenmek
gerekir.
KIRIK TURLERI
Kapalı ve açık kırıklar arasında ayrım yapmak büyük önem taşır. Açık
kırıkta deri ile derialtındaki yumuşak dokuların bütünlüğü bozulmuştur ve
kırık hattı, dış ortam ile ilişkidedir. Kemik dokusunun iltihaba karşı direnci
daha düşük olduğundan, açık kırıklarda kemik iltihabı tehlikesi çok yüksektir.
Kapalı kırıkta ise kırığı kaplayan ve dış ortamdan ayıran dokuların
bütünlüğü bozulmamıştır. Her iki kırık türünde de sinirlerde, kan ve lenf
damarlarında ve çevredeki yumuşak dokularda çeşitli derecelerde lezyonlar
oluşabilir. Kırıklar her zaman kolay fark edilmez. Ama hastanın yanlış taşınması
bazen çok ağır zararlar getirdiğinden, tanıda hata payını en aza indirmek gerekir.
Bir kınğı yok saymak ise yanlış tanımlamaktan daha tehlikelidir. Örneğin, bir omur
kırığı fark edilmez ya da kırık kuşkusu önemsenmezse, hastanın dikkatsiz ve
yanlış taşınması omurilikte hasara, sonuçta da felce neden olabilir.
Tam kırıklarda belirtiler çoğu zaman dikkat çekicidir. Bunlar, kırık bölgesinde
ağrı ve acı, şişlik, anormal hareketlilik, kemik gıcırtısı gibi ayırt edici
sesler, biçim bozukluğu ve işlev kaybı ya da zayıflığıdır.
Tanı:
Doğal olarak bir kırığın tanınmasındaki en temel unsur, belirtilerin ortaya
çıkmasına neden olan travmatik olay konusunda bilgidir.
Özellikle tam olmayan kırıklarda, tanının kolay olmadığı durumlar vardır. Bunun
nedeni belirtilerin zayıf ya da (ömeğin, giysilerin altında) gizlenmiş olmasıdır.
Bu kuşkulu durumlarda çok
dikkatli hareket etmek gerekir. Öncelikle zarar gördüğü sanılan bölgedeki giysiler
dikkatle çıkarılmalıdır. İşlem hastaya zor geliyor ya da acı veriyorsa hemen
durdurulmalı ve kınk varmış gibi hareket edilmelidir. Daha hafif olgularda
ilkyardımı yapan kişi parmağını kınk olduğundan kuşkulandığı kemik üzerinde
gezdirerek yerel bir acı olup olmadığına bakabilir. Parmak lezyon bölgesine
ulaştığında acının artması, kırık kuşkusunun doğrulanmasında önemli bir
unsurdur.
Kırığın en sık rastlanan sonuçları şok, iltihap (açık kırıklarda) ve yağ
embolisidir. Kırık kemiğin iliğinden kana geçen yağ tıkaçları akciğere ulaşarak
acı, solunum zorluğu, ateş, kalp atışının artması, ajitasyonla seyreden ve
ölümcül olabilen bir tabloya yol açabilir.
Kırık Çeşitleri;
Kırığı tanımada genel ölçütler ve kırık karşısında davranışın temel
kuralları önceki maddede açıklanmıştır. Bu maddede ise kırıklarda uygulanacak
önlemler yer almaktadır.
KOL KIRIKLARI
Kol kırığı söz konusu olduğunda, dirseğin altında kalan bölümü (önkol)
göğüs üzerine kıvrıp bir eşarp ile bağlamak, üst bölümü ise gövdeye doğru,
önden ve arkadan birer tahta parçası (ya da katlanarak sertleştirilmiş gazete, dergi
vb) arasına alarak sabitleştirip gövdeye bağlamak gerekir. Özellikle çocuklarda sık
rastlanan dirsek kırıklarında, koltukaltından parmaklara kadar kolun tümü, tahta
parçaları yardımıyla bulunduğu konumda sıkmadan sabitleştirilmelidir. Bilek ve
önkol kırıklarını da, kumaşa sarılmış sopalarla sıkmadan hemen sabitleştirmek,
elin ayasını aşağı doğru tutarak hastayı bir an önce hastaneye götürmek gerekir.
Köprücük kemiği kırığında önkol gövdeye doğru kıvrılır ve boynun arkasından
bağlanan üçgen biçimli bir bezle buraya tutturulur. Önkol ile göğsün arasına
yumuşak bir madde konur. Kırık bulunan kol, sağlıklı kolun koltukaltından bağlanan
bir şeritle sabitleştirilir.
BACAK KIRIKLARI
Uyluk kemiği kırığı söz konusu olduğunda, omuzdan ayaklara kadar uzanabilen ve
yaklaşık 15 cm genişliğinde bir tahta parçası bulmak gerekir. Tahta parçası,
teması yumuşatmak amacıyla bir çarşaf, örtti ya da benzeri bir kumaşla kaplanır.
Daha sonra hastanın altına hasar görmüş tarafa yerleştirilip şeritlerle sıkmadan
bağlanır; böylece tüm bacak, kalça kemiği ve omurilik sabitleştirilir. Uygun bir
tahta bulunamayan durumlarda, hastanın bacakları arasına kıvrılmış bir çarşaf
yerleştirilir. Kalçadan ayak bileklerine kadar iki bacak, birbirine şeritlerle (kravat,
havlu vb) bağlanır. Dizkapağı kırığında, bacağı kalçadan ayağa kadar olanak
varsa kumaşa sanlmış bir tahta parçası ya da sert bir destekle sabitleştirmelidir.
Dizden ayağa kadar olan bacak kırıklarında da bacağı kalçadan ayak ucuna uzanan iki
tahta parçası arasında sabitleştirmek gerekir. Bu arada bir elle ayağın ucunu.
öbürüyle de topuğu tutup yavaşça çekerek bacağı düzeltmek yararlı olur. Ayak
kemiği ya da parmaklannda kınk olduğunda ayakkabı çıkarılmalı, aşırı ağrı ya
da başka bir nedenle çıkanlamıyorsa kesilmelidir. Daha sonra kalın kompresler
uygulanır ve ayak, sıkılmadan bağlanır.Böylece kırık görece hareketsiz hale
getirildikten sonra hasta en yakın hastaneye götürülür.
YÜZ KEMİKLERINDEKİ KIRIKLAR
Yüzdeki kırıkların en yaygın nedeni trafik kazalarıdır. En çok çeşitli travmalar
sonucu oluşabilen burun kırıklarına rastlanır. Çoğu kez burun kırığı fark
edilmez. Özellikle çocuklarda, travma sonrası uygun biçimde tedavi edilmeyen kırık
bir burnun, bozuk biçimde iyileşerek, estetik sorunların yanı sıra hava geçişinde
zorluklar yaratabileceği unutulmamalıdır. Böyle biçim bozukluklarının yetişkin
yaşta cerrahi yolla onarılması güçtür.
Altçene kırığına özellikle trafik kazalarında ve sporcularda oldukça sık
rastlanır. Bu kemikteki kırıklar, oluşan biçim bozukluğundan ötürü kolay fark
edilir. Ama bazen kemik uçlarındaki oynama çok hafif olduğundan kırık
anlaşılamayabilir.Hastanın ağzını kapatamaması ve tükürüğün kanla kanşık
olması altçene kınğının belirtilerindendir. Altçenenin tüm hareketleri acı verir.
Çoğunlukla dişlerde de kınlma vardır.Bu durumda yapılacak ilkyardım çeneyi
hafifçe kaldırarak ağzı üst ve alt dişler iç içe oturana değin kapatmaktır. Daha
sonra çene, iki şeritle başın üstünden ve enseden bağlanarak
sabitleştirilir.Hastada kusma varsa, bağı çözmek gerekecektir. Çene nazikçe
desteklenerek kusma bitinceye değin baş bir yana çevrilir.
OMURGA KIRIKLARI
Omurga kırığı, ilkyardımda en çok sorun oluşturan türdür. Yanlış bir hareket,
omurga içinden hareket sinirlerine ve duyulara giden sinir köklerini ya da omuriliği
örseleyerek felce neden olabilir. Boyun omurlarındaki kırıklarla öteki omurga
kırıklarını ayırt etmek gerekir. Boyun omurlarındaki kırıklarda hastayı
hareketsiz tutmak çok önemlidir. Hastanın taşınması için en az 4 kişi gereklidir.
Hastayı sedyeye ya da kumaş kaplı tahta bir levhaya (en az iki metre uzunluğunda
olmalıdır) taşırken
bir kişi başı vücut doğrultusunda tutmalı, biri omuzlan, biri kalçaları, öteki de
bacakları tutarak kaldırmalıdır. Bu koşullar sağlanamıyorsa, en iyisi cankurtaranı
beklemektir. Olanak varsa hasta, sedyeye koyulabilecek kadar kaldırılıp sık aralıklı
şeritlerle bağlanır. Başın altına hiçbir şey koyulmamalı, ama hastaneye gidene
değin hareketsiz kalmasını sağlamak için kenarlarına sert ya da yarı sert nesneler
(gazete, katlanmış giysiler vb) yerleştirilmelidir. Sırt ve bel kınklarında da aynı
önlemler alınmalıdır. Hasta bulunduğunda sırtüstü durumdaysa, döndürmeden önce
tahta levhayı uygulayarak omurgada oluşacak kıvnlmalar önlenmelidir. Bu dummda da
doğm hareket etmek olanaksızsa, en iyisi cankurtaranı beklemektir.
|
|
|